" Yasamak ile var olmak aynı seyler degil. Aralarinda sonsuz bir bosluk var ve hepimiz o boslugun icerisinde debeleniyoruz. Aynı cercevenin icinde sırtımızdaki turlu yuklerle, omzumuza muhurlenmis ucu kim bilir kimin elinde olan iplere bagli olarak bıkmadan, usanmadan aynı oyunları oynamaya devam ediyoruz. Sahnede bizi eglendirene bakıp " Bu benim!" diyerek yaralarimiza guluyoruz.
Oysa bizi sahneye cikarip iplerimizi ileri geri oynatmak istediklerinde, dislerimizle koparmaliydik o ipleri. Disimiz kırılırdı; en fazla kolumuz, bacagimiz... Neticede kukla degil miyiz, ne fark ederdi ki bizim icin. Ama yapamadik iste... Cunku biz insanız; zayıfız, riyakarız, korkağız, alcagiz!"
Dağın pulat yüregine işledim,
Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra-mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim
Şahdamarım
Uzmandı cellatlar
Ve hinoğlu hin.
Akım kabloları, kıskaçlarıyla
Bilenmis azıları ve hınçlarıyla,
Buyruğunda gangster emperyalizmin.
Gene de yıkamadılar,sokemediler
Ve bozguna uğradılar sonunda
Karşısında çırılçıplak yüreğin