Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Razmuhi

Herkes gözlerini uzaklara dikmiş, kimse yanındakini görmüyor. Duymuyor. Duysa da bir şey anlamıyor. Sözün kırılıp dökülmekten gayrısı gelmiyor elinden.
Sayfa 48 - YKYKitabı okudu
Reklam
İki korku arasında büyüdüm ben. Biri sevgiyi kaybetme korkusuydu. Diğeri babamın yoluma düşen gölgesinin saldığı korku. Canın mı sıkkın? Üzüldün mü? Bunaldın mı? Yanlış mı yaptın? Öyle mi düşündün? Yavrum! Gel bana. Koş. Deden geliyor. Söz dinlemeyecek misin? Cevap mı vereceksin? Gâvur mu olacaksın? Orospu mu olacaksın? Anarşist mi olacaksın? Yasak! Yasak! Al sana. Kaç. Baban geliyor.
Sayfa 37 - YKYKitabı okudu
Bunu söylemem gerek, hatta mutlaka söylemem gerek: İki korku arasında büyüdüm ben. Sonra korku benim sahibim oldu. Etten binama yerleşti. Pencerelerin arkasına sinip dışarıyı seyretti. Kafamı çevirmeye çalışsam da bir eliyle ensemden, diğeriyle çenemin altından tuttu. Beni kendi gözleriyle, kendi baktığı yerden dışarıya bakmaya zorladı.
Sayfa 36 - YKYKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir de bize karşı oluşturulan bir algı var. 'Kürt eşittir terörisť algısı bilinçli olarak yaratıldı. Kürt olduğumuzu duyan bizden hemen uzaklaşıyor. Yani biz kendimizi, yaşadıklarımızı ne kadar anlatırsak anlatalım karşımızdakiler kulaklarını tıkamış durumdalar. Bizleri görünce hemen yumruklarını sıkıyorlar. Bu kesimler ile tokalaşmak için ilkin sıkılmış yumrukların gevşeyip açılması gerekiyor, değil mi?"
Sayfa 270 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
Ekonomik anlamda bilinçli olarak geri bırakılıyoruz. Devletin bize açık tuttugu tek bir kapı var; o da ihanet ve işbirlikçilik. Bunu kabul etmeyince, baskılarla karşılasıyoruz.
Sayfa 269 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hizbullahçılar sokak ortasında, ellerine almış oldukları satırlarla, arkadan kafalarına vurarak insanları öldürüyorlardı. Çatışmasız gün yok gibiydi. Bu üç-dört yıl içinde binlerce insan faili meçhul cinayetlerle öldürüldü. Öldürülenler arasında milletvekili, gazeteci, iş adamları, çocuklar, aydınlar ve daha binlerce masum insan vardı. En kötüsü de ne biliyor musun? Tüm bunları kimsenin ruhu duymadı. Gazeteler ve televizyonlar bu yasanan vahsete karşı üç maymunu oynadılar. Bunun yanı sıra binlerce insanı zorunlu olarak metropollere göç ettirdiler.
Sayfa 269 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
Ölüm, ölen için değil, yaşayan için zordu. Gidenin acısını çekmek onlara düşüyordu. İşte bu yüzden, gercek ölenler aslında yaşayanlardı. Ölümü ger an yaşayan onlardı. Acı ve keder, yaşayanların payıydı.
Sayfa 196 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
"Mayınlı bir yolda yürümeye benzer belirsizlikler. Ne zaman ne olacağı, karşına ne çıkacağı belli olmaz. Hep iyi şeyler olmasını hayal edersin. Bu hayaller seni bir yere kadar sürükleyebilir ama patlamaya hazır mayınları görmezden gelemezsin. Ümitler, belirsizliklerde bir tutunma aracı olabilir. Ancak, gerçekleri ve hayalleri birbirinden ayırmalısın. Doğru olanla yanlış olanı iyice tahlil etmelisin, çünkü belirsizlikler yorar insanı. Her an yok olmak, bilmediğin bir yolda ölüme doğru yürümek. İşte böyle bir şeydir belirsizlik."
Sayfa 87 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
"Kimsenin ümidi kalmadı, ama insan ümitle yaşarmış. Belki bir gün güzel Bardizag'ımızda karşılaşır, yukarı mezarlığın oradaki kahvede karşılıklı kahvemizi içeriz, bugünleri de unuturuz!"
Sayfa 310 - Aras YayınlarıKitabı okudu
"Ben hayvanları keserken ağızlarına bir tutam ot verirdim, hatırlar mısın? Bu adamlar da, 'Hürriyet, Kardeşlik...' deyip ağzımıza bir parmak bal çaldılar. Şimdi de hepimizi boğazlamanın peşindeler. Kızıl Sultan'ı birlikte defettik diye seviniyorduk, ama gelen, gideni aratıyor. Ne acı!
Sayfa 178 - Aras YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Birisi evlenecek kadar büyüdüyse o zaman kiminle evleneceğine de karar verecek yaşta olduğundan emin olmaları gerekir"
Sayfa 32 - Pegasus yayınlarıKitabı okudu
"Bu memleketteki ana babaların çocuklarının ruhunun geleneklerden daha önemli olduğunu anlamalarının zamanıdır artık"
Sayfa 32 - Pegasus yayınlarıKitabı okudu
Zira her hayat ayrı bir kavgadır. Bizimki, Manuş'la benim hayatımız, belli bir kavganın parçasıydı. Bu kavganın çehresi değişmiş olabilir, daha çok ve sık sık da değişecektir. Fakat kavga daima sürecektir: Hayatı hayat yapan da budur işte.
Sayfa 143 - Aras YayınlarıKitabı okudu
Her çeşit insan tanıdık. Kimileri parlak sözler ederdi, kelimeler, kelimeler... Fakat bu insanlar sözleriyle birlikte ortadan kaybolurlar. Sırf yapılan ya da yapılmayan işlerle ilgili ahkâm kesmek için yaşıyormuş gibi görünenler... Sırf büstleri onurlandırılsın, isimleri anılsın diye, pek pek son dakikada harekete geçenler... Bir de susanlar vardır, bencil sessizler, tüm çağların kayıtsızları. Bunlar bekleyiş içinde yaşarlar ve bana, savaş sona erdiğinde, "Yaşasın Kral!" diye bağıran adamın hikâyesini hatırlatırlar. Adama sormuşlar: "İyi de hangi kral?" Şu cevabı vermiş: "Muzaffer olan..!" Hainleri, her türden işbirlikçileri saymıyorum bile.
Sayfa 142 - Aras YayınlarıKitabı okudu
O, Suriye çöllerinden dirilen bir kuşağın temsilcisiydi. Kendisinin ve halkının yaşadıkları, onu tüm haksızlıklara karşı mücadele azmiyle bileyen onulmaz bir yaraydı ve bu acıyla atan şair yüreği giderek onu tüm insanlığın kurtuluşu için mücadeleye çağıracaktı. Sonunda kalemini silahla değiştirmek zorunda kaldı; tıpkı mücadele arkadaşı diğer emekçiler gibi. Kızıl Afiş'le simgelenen bu yürekli insanlar faşizme karşı özgürlük mücadelesinde Fransa toprağına düştüler, ama panteonları tüm insanlığın yüreğidir...
Sayfa 177 - Aras YayınlarıKitabı okudu
2.867 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.