Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

❀Melek

❀Melek
@Ruhsuzbirokurum_
•Obscurité
•Obscurité
Sadece ileti hesabı
Melekinnn
Melekinnn
bana soru sor zaqa.net/Melekinnn @zaqanet zaqa.net/Melekinnn |Alıntı&Şiir
Sizce Halk nedir?
Lev Tolstoy’sa farklı bir tablo çiziyor ve şöyle söylüyor. “Denizde yüzen büyük ama çok büyük bir gemi düşün. Bu gemi hareket ettikçe önünde güçlü bir akım yaratıyor. Bu akımın gemiyi hareket ettirdiğini söyleyen biri bulunur mu ki? Akımı zaten geminin yarattığı ve önünde kovaladığı herkese malumdur. Çünkü burada hareket gücü gemidedir, akımsa yüzen bir geminin gücünü ifade eden bir sonuçtur.” “Halk içinde aynısı geçerlidir,” diyor Lev Tolstoy. Hareket gücü hattı doğup biriktikçe, kendiliğinden ilerleyecek ve ilerledikçe de önünde kendi akımlarını yaratacaktır. Daha sonra kendi içinden, duygu ve isteklerini ifade eden bir kişiyi lider olarak belirleyecektir.
Sayfa 73
Reklam
Thomas Carlyle ise şöyle diyor. “Halk yerde yatan, çürüyen bir Saman’a benzer. Büyük adamlar ve kahramanlarsa gökten düşen bir yıldırım gibidir, samanı ateşleyerek halkı canlandırır ve harekete geçirirler.”
Sayfa 73
Bir sonra ki alıntıya bakın orada Tolstoy’un görüşü var
“İlk bakışta tarihteki kahramanlar hakkındaki bu iki yaklaşım(kişi-kahraman yahut Halk-kitle) hiçbir şekilde ortak bir anlaşmaya varamaz gibi görünüyor. Peki kim haklı? Carlyle mi, Tolstoy mu?”
Sayfa 74 - Martı yayınevinde

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ÖLÜ MÜ DENİR-2
“Kimse hüzünlü olmasın Sırası değil hüznünün daha Bir gün bir şehrin alanında Bir mermer yığının gözlerine Omuzlarına düşerse bir çınar yaprağı Hüzünlensin yaşayanlar o zaman Sırası değil hüznün daha. Öylesine sıkılmış ki yumrukları İyice sikilsin diye yumruklar Saklansın diye bir armağan gibi bu katılık Öylesine sıkılmış ki yumrukları Kimse hüzünlü olmasın Kimse hüzünlü olmasın diye Sırası değil hüznün daha Unutulsun bu gövdeye duyulan hasret Unutulsun bu alışılmış duyarlılık O sade, o kadar kalabalık ki Unutulmamaya değer onların insan gövdeleri Ve unutmamalı mutlaka Dolsunlar diye yüreklere Dolsunlar damarlara. Ölü mü denir Ölü mü denir şimdi onlara.”
Sayfa 57
Ölü Mü Denir
“Ölü mü denir şimdi onlara Durmuş kalpleri çoktan Ölümün denir şimdi onlara Kımıldamıyor gözbebekleri Ölümü denir peki En büyük limanlara demirlemiş En büyük gemiler gibi Kımıldamıyor gözbebekleri Ölümü denir şimdi onlara . Suratları gergin Suratları kararlı Belli ki çok beklemişler Kabuğundan çıkan bir portakal gibi gelen sabahı Suratları gergin Bir savaş alanına benziyor suratları Dudakların nemli Son defa kendi etini öpüp Yani son defa gerçek bir insan etini Hazla kapanmışlar öyle Geçirmiyor gövdeleri soğuğu Geçirmiyor sıcağı da Ve ikiye ayrılmış bir nehir gibi bacakları Akıyorlar sonsuza Ölümü denir şimdi onlara.”
Sayfa 56
Reklam
Dipsiz Testi
“Beni dinlersen Üsküdar’a gitme İbrahim’i görme şiir yazma Şu herkesin bildiği düzlük Bu deli alacası çayır Ardıç kuşu türkülü Sokak Senin için değil Sen yoksun Çevrende kimseler yok Zengin de olsan Yoksulluğun gitmez .”
Sayfa 12
Gözleri
“ sanki hiçbir şey uyaramaz İçimizdeki sessizligi Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey Gözleri getirin gözleri!… Başka değil, anlaşıyoruz böylece; Yaprağın daha bir yaprağa değdiği O kadar yakın, o kadar uysal Elleri getirin elleri!… Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzdeki aşk; Birleşip Salı verelim iki tek gölgeyi. “
Sayfa 22
Söyleyin Ümmet’e!
Kürt, Arap, Afrikalı, Asyalı, hintli, Türkiyeli kardeşlerimize diyeceksiniz ki: “Bu dava, yalnızca bizim değil, topyekün ümmet’in davasıdır. Biz Türk olduğumuzdan değil, Müslüman olduğumuzdan üzerimize geliyorlar. Çarşafımızdan, cübbemizden, sakalımızdan, mescidimizden dolayı, Türkistan’ı işgal ettiler. Bunlar Allah’a ve Resulü’ne düşmandırlar doğu Türkistan davasına sahip çıkmayanlar mahşerde bunun hesabını veremeyecekler.”
Sayfa 101
“Raif…. Şimdi ben gidiyorum!” dedi. “Evet… Biliyorum!” “Şimdi ben gidiyorum fakat ne zaman çağırırsan gelirim….”dedi Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti: “Nereye çağırırsan gelirim!” bu sefer anlamıştım.
“Kış güneşi karın kışın ortasında bir görünür bir kaybolur. Ellerinin donu çözülür gibi olur ama aslında bir etkisi yoktur. Tatlı, hoş bir his bırakır üstünde, sonra çeker gider…Aldatıcıdır. Aldanırsın. Ben kadere inanmam Karaca…Zaten böyle kader olmaz olsun ama demiştim ki,bir kere daha çık karşıma,inanacağım. Keşke sen çıkmasaydın, ben de inanmasaydım.”
Reklam
Yerçekimli Karanfil
“Sanki hiçbir şey uyaramaz İçimizdeki sessizliği Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey Gözleri getirin gözleri. Başka değil, anlaşıyoruz böylece Yaprağın daha bir yaprağa değdiği O kadar yakın, o kadar uysal Elleri getirin elleri Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.”
“Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir, bir dokunmadan dert sevince döner, sevinç dertlenir. Madem bu dünya bile yok olacak bir gün sevginin bitmesine insan neden üzülsün? Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi? Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi. Düşen büyük adamı en sevdiği unutur, yükselen züğürde düşmanları dost olur.”
Sayfa 85
“Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak. Tutku bitti mi, istemde biter gider, ateşli sevinçler de kederler de yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.”
Sayfa 85
“İnanıyorum soyledigini candan soyledigine, ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez. Hafızanın kulu olmaz kararımız, çabuk doğduğu için büyümeden ölür, nasıl ki ham meyve dalında durur da oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.“
Sayfa 85
Kraliçe
“Dur, konuşma artık, yeter! Yeter, canım hamlet, her sözünle bir hançer saplıyorsun bağırma.”
Sayfa 102
329 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.