“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da öteki yana – sözün kısası şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece “daha” sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.“
Okur Takip Önerileri
Tecelli Farklı şekilleriyle birbirine karışmış sayısız kurtçuk ve minicik sivrisineğe yüreğimde bir yakınlık duyduğumda bizi kendi suretinden yaratan her şeye kadir Tanrı’nın mevcudiyetini fark ediyor, etrafımızı sarmış sonsuz saadetinin içine bizi katan ve varlığımızı koruyan, sevgisiyle herkesi kucaklayan esintisini hissediyorum, dostum!
Sayfa 16Kitabı okudu
Meçhul değil, hesabın görüleceği bir maluma doğru
Kimi zaman bir şey yapasımız gelmez, ilgimizi ve hevesimizi kaybettiğimiz zamanlar olur . Kimi zaman ise imtihan yerinde olduğumuzu unutup bazı meselelerle fazla oyalanırız. İşte tam da bu düşüncelerle meşgulken zamanın kıymetinden bahseden bu eserle tanışmam tam vaktinde oldu.
…
Âlimlerin hepsinin ortak kanaati şudur: Akıllı insanların elde etmek için uğraşması gereken en değerli şey vakittir. Vakit bir ganimettir ve içindeki fırsatlar servet bilinmeli, kapılmaya çalışılmalıdır. Hayatta sıkıntılar çoktur ama vakitler de hızla geçip gitmektedir.
Vakti iyi kullanmak ise yapılması elzem şeyleri ehemmiyetlerine göre konumlandırıp yerinde ve zamanında yapmaktır. Yani zihnin dinlenmiş olduğu zamanları en önemli işlere ayırmaktır.
Ve bizler zorluk çektiğimiz kadar temenni ettiğimiz şeye ulaşırız çünkü ilim rahattan fedakarlık ister. 
Zamanın Kıymeti-Pratik Baskı 
Abdulfettah Ebu Gudde
Bir Kılavuz Misali
İlk paylaşım.
Öncelikle geri kalmamızın ana sebebinin neler olduğuyla başlamak istiyorum. Karşılaştığımız meseleler karşısında yaşadığımız başarısızlıkların nedeni, diğerlerinin yanı sıra, her zaman geç kalıyor olmamız ve meselelerin kaynakları yerine ortaya çıkan neticeleriyle mücadele ediyor olmamızda yatar. Burada ülke bazlı düşündüğümüzde ülkelerin geri kalmasının sebepleri arasında ise ilk sırada eğitim gelir. Ancak problemin bu olduğunu bilen insan bu problemi aşmak için eğitim alır. Fakat eğitim aldıklarında artık ya problemi görmez ya da doğru şekilde göremezler. Çünkü sistem yabancılaşmış elitler tarafından yürütülmektedir. Ve bu durum bir kısır döngü haline dönüşmüştür.
Bu noktada İslam’ın geleceği, her şeyden önce Müslümanlara ve kendisini Müslüman olarak tanımlayanların ne kadar Müslüman olduklarına bağlıdır.
Son olarak şu hususu da eklemek istiyorum. Genelde nereden başlayacağımızı bilemeyiz ve bunun endişesini yaşarız. Bu belirsizlik hali bizim adımımızın önünde büyük bir engel oluşturur. Ama tam da bu noktada eser kılavuz özelliği taşıyor. Bölüm bölüm sorunları ele alarak neler yapılabileceğini adım adım işliyor. Üzerine bolca düşündüğüm, sayfa boşluklarını doldurduğum bir okuma oldu. İlgilisine tavsiye ederim.
İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri 
Aliya İzzetbegoviç
