İnsan yerin dibine inip kömüre bulansa. Kömürün kendisi olsa , sonra alsalar yaksalar ...O ateşle tekrar anka kuşu misali doğabilir mi? Bu kadar bulanmışlıkla, simsiyah, kapkara, en , en , en dipte ve bu dipte en güzel şarkıyı dinler gibi keyif alsa..Sonra birgün , asıl özü dinlese, kendini bulma arayışıyla, bu kömür kristale dönebilir mi ? Kendini arayarak en dipteki, en kötüyü yakarak, bu denli edebi güzellikle, kristale dönüşüm, yeniden varolum, diriliş hikayesi bu . Kısa ama içinde kaybolduğum bir kitap . Kitabı okuduğumda aklıma gelen birkaç alıntıyı aşağıya bırakıyorum . Ben keyifle okudum size de keyifli okumalar
Bayezid-ı Bistami şöyle söylemiş; Arayanlar bulamaz; ama bulanlar hep arayanlardır.
Necip Fazıl Kısakürek:Bir bak, zaman ve mekân, nasıl kuşatılmışız;
Belli ki, en tepeden en dibe atılmışız...