Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hamit Süleyman

Hamit Süleyman
@Scripteur
25 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
"Insan canavardır!" diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. "Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar.. Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!"
Reklam
"Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hâkimdir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatışmalar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur. Acı katartik bir etki gösterir. Beğeni kültürü katharsis" imkânından yoksundur. Bu da insanların beğeni kültürünün yüzeyi altında biriken olumluluk cürufunda boğulmasına yol açar.
"Sorumsuz davranış, kişinin sağlıklı bir psikolojik gelişimi tamamlamadığını gösterir."
Reklam
Doğru davranışların elkitabını olduğu gibi izlemek yerine kendi yaşamlarını, isteklerini, serüvenlerini keşfetmelerini, yaşamalarını söylerdim onlara."
"Topluma durmadan yeni kurallar şırıngalanıyor, kurallara karşıt yasalar çıkarılıyor, yasalara karşıt yeni kurallar getiriliyordu.Herkesin yaşamını baskı altına alan görünmez düzenlemelerin bir adım bile dışına çıkmaya korkuyordu halk."
"İnsanlar ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sahiptiler."
"Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyormuş gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı."
"Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"
Reklam
"İnsanların başkalarına böbürlenerek "yanıma kâr kaldı" demekten hoşlandığı bir kültürde yaşamak nasıl bir şeydir?"
"Çocuk öfkesini ifade ettiği için sürekli olarak cezalandırılırsa öfkelendiği zaman endişe duymaya başlar ve öfkesini ifade etmekten kaçınmanın yollarını öğrenir. Diyelim ki çocuğun öfke deneyiminden ve ifadesinden (ve bunların yol açtığı korkutucu sonuçlardan) kaçınmak için tercih ettiği strateji pasiflik ve geri çekilme olsun. Bir süre sonra bu pozisyona o denli kendiliğinden gelmeye başlar ki, artık içinde öfke hissettiğini kendi bile fark etmez. Hissin kendisinin yerini savunma şekli alır ve bu da (pasif, agresif ve çekingen kişilik bozuklukları gibi) karakter patolojilerine sebep olup gelecekte kuracağı ilişkilerin tamamını etkileyebilir."
"Tragedyayı doğuran şey, dünyanın bizi değişime maruz bırakmasına izin vermektense onu katletmeyi yeğlememizdir."
“Ah, cahil çocukluk günlerimdeki gibi mışıl mışıl uyumak! Dağdağasız, rahat uyku!”
“Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! O görmeler yüzünden gözlerim, eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince ve sert kabukta aşındı. Artık hiçbir şeye inanmıyorum, hattâ şimdi eşyaların ağırlığından, sabitliğinden, açık seçik gerçeklerden şüphe ediyorum. Avludaki taş havana parmağımla vursam ve sorsam: sabit misin, muhkem misin? — Evet! diye cevap verse bilmem inanır mıyım!”
158 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.