Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Sefa dogru
Sefa dogru
@Sefa000001
Kütüphane de okuyor
85 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Uzun yolculukta şiir kitabı okumak çok daha zevkliymiş daha önce roman,hikaye okurdum. Tam odaklanamazdım ama şiir kitabı öyle olmadı. Cuk oturdu diye bilirim :))
Bu şiir kitabını baştan sona beşinci okuyuşum. Ve Her okuyuşumda aynı şiir farklı duygular uyandırdı. Bu kitabı okuma niyetinde değildim aslında tavsiye üzerine başka bir şiir kitabı almak için bir kitapcıya gittim ama bulamadım. Ne yapayım derken öyle bakıp birini seçeceğim dedim ve bu kitap nasipmiş. Hiç bilmediğim bir şairdi. Biraz tereddütle aldım ama sonra okumaya başlayınca tekrar tekrar okuyasım geldi.
Aslında ben bir şiir kitabına başlarım beğendiklerimi çizerim sonra sadece o cizdiklerimi okurum bu kitapta hic bir yeri cizmedim cünkü hemen hemen her şiiri hoşuma gitti. Tavsiye edilir :)
Bir daha hiçbir insana "Kitap okumalısın, neden okumuyorsun, okuman gerek" demiyeceğim diye kedime söz verdiğim bir dönemde okudum bu kitabı. Sanrım benim için en doğru zamanda okumuşum. İnsanları neden anlamıyorum diye çok düşünüyordum hatta oturup ağladığım bile oldu neden anlamıyorum diye sonunda insanları anlamadığımı anladım. Ama kitapları anlıyordum. Onları beni anlıyor mu bilmiyorum ama ben onları anlıyordum. Ve kendime şu sözü verdim kitap bittikten sonra. Ne olursa olsun okutabildiğin kadar kitap okut çevrene.
Kitabı satın almam da biraz zahmetli oldu çünkü kolay kolay bulamadığım bir kitaptı. Nedense bu kitabı İnternetten almayacağım diye inat ettim. Kars'ta aradım bulamadım. Çalışmak için İstanbul'a geldim burda da D&R D&R gezdim bulamıyorum Bi türlü en son iş yerinden izin aldım. Bi gün boyunca bilmediğim İstanbul da bu kitabı arıyoruz arkadaşımla birlikte. İstiklal de Bi yerde buldum ve sanırım son zamanlarda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. bu kadar istedikten sonra kitap benim için bir sıfır önde başladı.
Kitap gerçek yaşanmış bir hikaye. Masal gibi ama gerçek eşekle kitap taşıyan bir adam. İnsanlar aydınlansın diye nice zorluklara göğüs geren bir adam. Keşke seni tanıyabilseydim Mustafa amca.
Yazar bu kitabı ölüm döşeğinde bitiriyor. Son nefesine kadar bu kitap için çalışıyor. Öyküsünü yazdığı adam ve yazar siz ne güzel insanlarsınız. Umarım sizin gibi ölürüm...
Bu kitabı 12 yaşındaki kız kardeşimin önerisi üzerine okudum. Bir çok önerdiğim kitaptan sonra bana okumadığım bir kitabın heyecanı ile geldi. Hatta okumazsan bir daha seninle asla konuşmam diye tehdit etti. Hemen okuyorum dedim. Ve okumaya başladım.
Gerçek bir yaşam öyküsü 2. Dünya savaşında japonya ya atılan atom bombaları yüzünden etkilerinin on yıl sonra gösteren hastalıklardan etkilenen binlerce kişiden biri olan sadako losemi hastalığına yakalanıyor.Onun öyküsünü anlatıyor.
Kardeşimin yorumuyla bitireyim "abi çok etkilendim hatta ağladım biraz. Beni en çok üzen şey hayali vardı ama o hayalleri yarım kaldı ya" dedi.
Okur Takip Önerileri
insanın içinde bir güce itaat etme arzusunu çok güzel bir şekilde kurgulayarak kağıda dökmüş üstad Stefan. O güç istemediğin bir emirle sizi ele gecirebilir mi?
Bu itaatı öğretmen-öğrenci ilişkisi ile öreneklendirmesi de cuk oturmuş. Hepimiz öğretmenden çekinirdik, peki kaçımız öğretmenin tahtaya yazdığını sorguladık, ya da koyduğu kuralları sorguladık? Öğretmen ne derse o, o bizim icin en bilgili kişiydi. Öğretmen bize yanlış bir şey öğretse biz onu doğru bilirdik. Belki de yanlış şeyler öğrendik? :)
Vatanseverlik ne bunu da cook güzel bir şekilde açıklamış. Yani vatan sizden ahlaka aykırı bir şey istiyorsa siz onu uygulayınca vatansever mi oluyorsunz? Gerçek vatanseverlik ne?
Tabii o dönem nazisi bunun cok büyük bir örneği,
Bu kitaptan anladığım ve sorguladıklarım bunlar bu kitabı oku çok begeneceksin, tam senin seveceğin bi kitap, mutlaka okutacam sana diyen güzel insan iyiki varsın.
Öncelikle Aziz Nesin'i lise yıllarımda dinsiz, imansiz kötü biri olarak biliyordum. Tabi zaman gectikce ve bazı şeyleri sorguladıkca bu düşünce bana cok sacma geldi. Ve şuan keşke herkes Aziz Nesin kadar bazı şeylerin farkında olsa diyorum ve kitaplarinı okuyunca cok daha iyi anladım kendisini. Kalemine resmen aşık oldum. Kitabin ilk basımı 1961 ve biz şuan 2021 deyiz değişen hiçbir şey mi olmaz diye düşünmeden edemiyorum.
Evet kitabın son sayfasinda hepimiz de bir parça zübüklük var diyor. O kadar haklı ki şuan topluma baksak herkes torpil ve adam kayırma derdinde. Bugün bir millet vekili gel senin şu işini halledeceğim dese kulu oluruz. Öncelikle bu zihniyetten kurtulmamız gerek. Artık kişiler önemsizleşti benim icin çünkü hangi parti hangi başkan gelirse gelsin yine zübüklük devam edecek diye düşünmeden edemiyorum. Önce bi ahlaki değerlerimizi sonra da düşüncelerimizi değiştirmemiz gerek.
Kahramanımız zübük herkesin illallah ettiği fakat herkesin de muhtaç oldugu bir insan. Şuan ismini hatirlamıhom ama geçmişte ünlü bir dolandırıcı mahkemede ben hep kolay yoldan zengin olmak isteyenleri dolandirdim demişti ayni şey bu hikaye icin gecerli olabilir. İşlerini halletmek isteyip torpil yaptırmak isteyen halk onları kandıran bir zübük.
Cok keyf aldım okurken ve birazda bazı şeylerin farkına vardım.
Salome'nin kalemini, düşüncesini ve bakış acısını cok sevdim. Öncelikle bu kitabı okumadan önce mutlaka Salome'yi araştırıp felsefesini kavramanız gerek.
Erkek egosunu bu kitap da cok iyi analiz etmiş. Kitabın ana karakteri Adine, benno ya aşık olur ve bunlar nişanlanır fakat erkek egosuna sahip benno abimiz iş güç derken Adine den ayrılma kararı alır Adine ablamız deli gibi aşıktır fakat bu ayrılığa dayanamayıp benno abimizden uzaklaşır ve başka şehire taşınır burda kendini sanata resime adar. Benno abimiz ulan ben ne yaptım niye ayrıldım bu kızdan der ve pişman olur tabi Adine ablamız o aşk acısını yıllar sonra resim ile atlatır ve aşkı sanatta arar. Benno abimiz mektup yazar ve Adine ablamız onu görmeye gelir ama bu sefer Adine ablamız sanat aşkı ile yanıp tutuşur ve Benno abimiz onu sevdiğini itiraf eder ve ayaklarına kapanır ama Adine ablamız şimdi aklın başına geldi der gibi yapar ve....... Bundan sonrasinı anlatmayayım okuyup şey yaparsınız.
Yani Benno olum medem seviyordun niye ayrıldın. Hadi ayrıldın olum niye pişman oluyorsun. Neyse işte kitap böyle bir kitap bence her kadının okuması gereken bir kitap erkeklerden de deli gibi seven varsa okusun aşk bazen bir resim de bir şiir de gizlidir sadece insan ile tanımlamayalım.
Bu kitap tan sonra Kadir inanır ve Türkan şoray'ın al yazmalım ı izledim etkisi iki katına cıktı. Okuduk sonra böyle yaşamak icin o filmi de önerelim. (Tabii Asya ablamız başka erkek te sevgiyi bulmustu Adine ablamız ise sanat a yine o farkı sey yapalım)
Genellikle bende anısı olan kitaplara inceleme yaparım bu kitap da bende yeri ayrı olan bir kitap. Geçen sene çok sevdim bir insan bu kitabı okumak istediğinde ona hediye etmek için bir kaç badire atlatmış ve kitabı hediye ettikten sonra da yenisini alıp okumak istemiştim ama bir türlü okuyamamıştım. Sonra yine başka bir arkadaş benden almıştı. Tekrar alıp okdum sonunda
Bir cinayetini anlatıyor, başı ve sonu hemen hemen aynı fakat değindiği konu beni çok etkiledi. Okuyunca değil de kitabı bitirince ben ne okdum dediğimde bazı şeyleri idrak edebilme şansım oldu. Üzerine düşününce vay be dediğim de oldu. Genel bir şey söyleyecek olursam kitap güzel bir kitaptı ve dogru zamanda okunması gereken bir kitap.
çalıştığım kırtasiyede, ortaokulda görev yapan bir öğretmenin öğrencileri okusun diye Samed Behrengi seti sipariş ettirip çocuklarım mutlaka okusun istiyorum dedi. Bunun üzerine fazladan set getirip satmaya başladık. Öğretmenin bu tutumundan etkilenip Samed Behrengi'yi araştırdım ve setin içinden en bilindik hikayesi olan bu kitabı okudum yarım saatimi bile almadı okumak. Bu kadar basit bir şekilde bu kitabı yazmak ve böyle bir etki bırakmak gercek anlamda ustalık gerektirir diye düşünüyorum. Kitap bana küçük prens'i anımsatsa da ikisinin de tatı başka. Her yaşta insanın okuya bileceği bir baş yapıt gelin görün ki İranlı yazarımızın kitabı iranda yasak ve bir dönem Türkiye de de yasaklanmış bir kitap. Bu da şunu çok net gösteriyor ki bazıları insanlar sorgulamasın insanlar kabuklarından dışarı çıkmasın istiyor.
Bu kitabı okurken ablam beni görünce hemen anneme gidip oğlun ramazan ayında nasıl kitaplar okuyor diye şikayet etti, annem ne okuyor deyince allaha şikeyat diye bir kitap okuyor iyice dinsizleşiyor bu cocuk dedi. Annem tövbe estağfurullah çekip bir sürü laf etti. Ben gülsem mi ağlasam mı anlayamadım. Sesimi de cıkaramıyorum. Kitap normal kitap ismi değişik desem de nafile. Az daha evden afaroz ediliyordum ki kitaptan şunları okuyunca biraz derdimi anlata bildim. Şöyle ki yazarımız tanrıya şiket mektubu yazıyor ve bir dünya şey söylüyor. Yine yazarımız israfil'den geri dönüş alıyor şunları diyor;
"Hangisini sayayım, muzırsınız vesselam.
Allah insana bak dedi; evvel başkasının elindeki avucundakine, eşine, malına göz koydu.
Ye dedi; ilk önce komşusunun tavuğunu çalıp yuttu.
Bul dedi; zehir buldu, barut buldu, bela buldu.
Yap dedi; kargı yaptı, tüfek yaptı, top, tank, bomba yaptı, hepsinden fenası para yaptı."
Evet kitapla olan anımdan sonra bir kaç bir şey ekleyeyim, okurken bu kadar zevk alacağımı tahmin etmemiştim kitabın ismi sizi de yanıltmasın hayatı biraz da olsa sorgulamışsanız bu kitap sizi tatmin edecektir, eger sorgulamadan uzaksanız bu kitab size sıkıcı gelebilir.
İyi okumalar.
