Tek bir tutkusu vardı: Tüm yaşamı boyunca; gerçekte ne ise, o olarak kalmak; kendi kişiliğini salt bir ay ya da bir yıl süreyle değil, ömrünün sonuna dek yitirmemek.
Ya acı çekmekten ya da sevmekten vazgeçmem gerekiyordu. Çünkü başlangıçta arzu tarafından yaratılan aşk, daha sonra da ıstıraplı bir kaygıyla beslenebilir ancak.
Bence insanın kimi sevdiğini belli etmesi aptallık; ben, tam tersine, birinden hoşlandığım an, hiç ilgilenmiyormuş gibi yaparım. Böylece kimsenin de haberi olmaz