Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mavi

Mavi
@Slahdlfmrm
48 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Nerede olduğunu bilemem, Ama neredeyse iyi olmasını dilerim.
Reklam
Öldükten Sonra
Diyecekler ki arkamdan Ben öldükten sonra O, yalnız şiir yazardı Ve yağmurlu gecelerde Elleri cebinde gezerdi Yazık diyecek Hatıra defterimi okuyan Ne talisiz adammış İmanı gevremiş parasızlıktan..
UZAKLARIN BÜYÜSÜ
Bir naylon torbaya doldurduğu gücenik geçmişiyle, terminalin yüzlerce sesin kesişmesinden oluşan duman rengi uğultusu içinde, geldiği yere benzeyen bir boşlukla bakıyordu gideceği yöne.
Sayfa 9

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O şimdi ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir, - her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!.. Ve ne düşünüyor beni mi? Yoksa ne bileyim...
Hadi ömrüm, geriye doğru tara kendini  ilerde bir şey yok, gördün  yüzünü rüzgâra dön yeniden  iyileşen sen değilsin, zaman. 
Reklam
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım  
"Uzaklarda bir adamın üşümesi, Bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması... Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan."
Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
.... Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiii hanımeli açan ev...
Sayfa 25 - YKYKitabı okudu
Bu acılar Bu ağrılar Bu yürek Neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar Bu ağaçlar niçin böyle yapraksız? Bu geceler niçin böyle insansız? Bu insanlar niçin böyle yarınsız? Bu niçinler niçin böyle yanıtsız?
Reklam
Tehlikeli sayılmam artık İnanın kendimin yokluğunda çok kitap okudum. Bi yığın insan tanıdım Ama hep yalnızdım Sen gittin; Çocuk olduğum bidaha Ağladım Kaç şiir kaç kere sular altında kaldı Kitaplar, aşk herşey Gidişinden bu yana hüzün sektörün de bi fiili yirmi üç sene görev yaptım Ne tuhaf, ne tuhaf Acıyla hiç konuşamamak Ama sen artık beni anla Kalbim sanırım büyünce sokaklarda ağlayan biri olacak Ve şiir şiir olalı böyle şiirsizlik görmemişti İçimden çıkmak istiyorum artık.
Türküler dinledim karanlıkta Bir dile sığmayan türküler; Ne güzeldir iki dilde hüzün Ne hüzündür üç dilde ölüm Dilimi unutup Göğe kulak kesildim her ALLAH'ın günü, ALLAH'ın ne çok günü varmış öyle, Birinde, yalnızca birinde, Dilim dilinde çözülse fersahsız kere bir gün!
Sayfa 18
"Susup için için yanmak, kendimize vereceğimiz en büyük ceza. Gurur benim ne işime yaradı? Seni görememenin, geceler boyu seni uyanık bırakmanın ne faydası oldu? - Hiç - Ateşimi körüklemeye yaradı. Sen, zamanla yaralar iyileşir, duvarlar insanı saklar sanıyorsun, ama öyle değil, öyle değil. Bir şey insanın yüreğine yerleşince kimse onu yerinden sökemez."
... Ben sevgilim... Bir çocuk bayramı gibi yaşamak isterdim her aşkı Cezaya kaldım. Bir mutluluk şiiri yazamamaktan dolayı İmlamı iyice bozsam da fark etmez artık. Kime ne "de - da"ları ayırmasam? Noktalarda durmasam, Bir ünleme koşsam yalnızca, Sonu uçmak olan bir çığlığa. Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı? Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık.
İşittin mi/ kalbim?/ Yenilgiyi alıp başka bir yere gideceğiz/ Bu hayvanla başka bir yere/ Ölümlerle başka bir yere/ Gürültü yapmasınlar diye/ Gerçi sessizdirler hep/ Kemiklerinin sessizliği bile duyulmasın/ kemikleri Mavi gözlü hayvanlardır/ Usulca otururlar masaya İstemeden sıyırırlar acının üzerini/ Tek kelime etmezler Kendi kurşun yaralarından/ Bir altın yıldızları vardır Bir de ayları ağızlarında/ Ağızlarında belirirler Sevdiklerinin/ [Acının keşfettiklerini ve acının bile söyleyemediklerini hatırlatır.] Juan Gelman
Mutlu muyum? Ben gerçekten de mutluluğun bir durum olduğuna inanmıyorum. Mutsuzluk bir durum olabilir ama mutluluk doğası gereği bir andır. O an birkaç saniye sürebilir, bir dakika, bir saat, bir gün ve bir gece fakat hiçbir zaman bir hafta kadar uzun olabileceğini zannetmiyorum. Mutsuzluk daha çok uzun bir romana benzer. Mutluluk ise bir fotoğraf gibidir. Ve daha çok senin söylediğin şeyle bağlantılı bir şey, bir şeye hayranlıkla bakakalmak gibi...
Reklam
Yaz bitti
Ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini başka ne gelir elimizden büyük bir uzaklığa gülümseyerek geçiştiririz Iskaladığımız şeyleri yatıştırıcı rüzgarlar dışa vurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını saklar bizi gözlerimizdeki hüzne "dinginlik" adını verir "seni iyi gördüm", diyenler bizde iyi hissederiz kendimizi elimizden başka ne gelir ki...
Yarın ne olur bilirim ben bahar gelir, otlar büyür ölüm de yapraklanır bir dağ bulur uzun uzun bakarım bir çam ağacı gölgesi güzel kokular veren.
Simdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savas çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada Bir sey buldugunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her seyi bir başka aşka erteleyecegiz.
En iyisi ağaçlar, Ağaçlar anılardan uzun yaşar. Git, orada en yaşlı kestanenin altına otur birgün, herşeyi unut. (Lakin en güzel şeydir şimdi hatırlamak seni. Sene 1941'in baharı saat on beş olmasa bile.)
Biliyorum, bir insana inanabilseydim, bir insanı sevebilseydim. (Bu insan kendim bile olsa) herşey değişecekti. Ama ya o insan yoktu ortalarda. Ya da o inanç - o günlerde.
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek, İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar, Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar. (Bu dünyadan "CEMALETTİN SEBER'de" geçti. Siz onu "CEMAL SÜREYA" olarak tanırsınız.)
Reklam
İçimizde şeytan var... Can kırıkları var. Nefret var, yalanlar var... Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor... Melankoli ve hüsran var... Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa.
"Şaşırıyor musun? Şaşırma. İnsanın düşünde bile görmediği şeyler başına gelebilir."
"Ya başka kimse yoksa gidecek! Sonuçta herkesin ister istemez bir yere gitmesi gerekiyor. Çünkü öyle zamanlar oluyor ki hiç tereddütsüz gitmek gerekiyor, sırf gitmek!