Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Songül Kızılhan

Oysa kadınların tek isteği ve arzusu vardır: İnsan olarak görülmek, saygı görmek ve her canlı gibi sevilmek. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü önemli bulurum ama bana günümüzdeki kutlanışı biraz saçma geliyor. Hem bu özel gün artık esas manasından çok uzaklaştırıldı hem de yılda sadece bir gün kadının önemini anlamaya çalışmak, aslında düşündüğümüz zaman ne kadar anlamsız ve havada bir şey. Göstermelik,yapay, ikiyüzlü...
Reklam
İçimdeki mi, dışımdaki mi bana Yabancı? Bilmem ama bilirim ki biri kesin yalancı.
Bir gerçeği hayal kabul edersek, kaybederiz hayal olur. Bir hayali gerçek kabul edersek, kazanırız gerçek olur. MİRZA TEZAGÜL İNSAN VE MASKESİ

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim. Ama gitme Lavinia. Adını gizleyeceğim, Sen de bilme Lavinia Özdemir Asaf Lavinia
#okudumbitti #kitaponerisi Baş karakter olarak "Alaattin Asay" aslında çünkü Alaattin Asay'i daha önce tüm kitaplarını okuyan samet'in birgün yolu sevgilisi Arzu ile kesişir. Arzu okuduğu Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduğu için verilen mahlas kullanan bir Yazar seçip onların hayatını ve mahlaslarının ne anlama geldiğini
Reklam
Bunlar dışında saatin, kimin elindeyse o kişinin genel ruh halini gösterme gibi bir özelliği de vardı. Samet'in elindeyken koyu gri olan alet, Arzu'dayken açık kırmızıya dönüşmüştü. Bu da Samet'in genel olarak melankolik bir ruh hâlinde, Arzu'nunsa keyfinin yerinde olduğu gösteriyordu.
Antalyadan İstanbul’a varmak için start alan bu uzun yolculuk boyunca da başlarına türlü türlü hadiseler geliyor. Peki İstanbul’a ulaşabiliyorlarmı? Affan denilen bu yabancı kim? Neden bu kdr gizemli ve ne saklıyor? Polis neden peşlerinde? Bir kaçak ihbarıyla göreve atanan yarbay neyin peşine düşüyor? Aradıkları ne? Ve tüm bunların niyetleri sadece keyifli bir yolculuk yapmak olan bu masum insanlarla alakası ne?
''Çocuklar yağmura benzer. Onları bir kaba koymaya çalışmayın. Toprak olun.''
#ALINTI #kitapkonusu Kudret Ali Kırımlı fakir bir ailenin iki çocuğundan biridir. Kardeşinin okuması için annesinin son parası ile istanbula giden Kudret Ali Kırımlı aç susuz kalır sokaklarda yatar iş bulmaya çalışır. Sonra bir tamirhaneye çıkar girer. Herkes yüreğinin ekmeğini yermiş ya ali de ustasına kendini çok sevdirir onun güvenini kazanır ve bu sayede daha iyi yerlere gelir.Fakat bu Kudret Ali Kırımlı için çok iyi sonuçlar getirmez. Bu arada kardeşi de konsevatuarı kazanır ve annesi ile okumaya gelir. Fakir bir aileden yoksulluktan gelen kız kardeş bulduğu zenginlik yüzünden çok değişir. Kötü arkadaşlarla kötü ortamlarla tanışır. Zenginlik hevesi yüzünden kendi hayatını da abisini de yok eder. Babasını ve kardeşini bir kazada kaybeden Gece Sürmeli Kardeşi yerine koymuştur Kudret Ali Kırımlı’yı ölen kardeşi yerine koyacak kadar sever ve herşeyini ona emanet eder. Ama hayatlarına öyle biri girerki bu iki dosttan öte insan düşman olurlar. Bir kadın için mahvolan hayatlar. Biten dostluklar ve kardeşlikler. Kitaptan aldığım ders; ailemizde olsa kimse bildiğimiz gibi olmayabiliyor. Keşke insanlar tanıdığımız gibi kalabilse yapılan fedakarlıkları görebilse. Bu hayatta ne yaparsa insan en büyük zararı kendine verir.
"Neden onca yıl buradayken şimdi güneşin arkasına saklandı? Korkuyorum bazen. En çok da yalnız kaldığım zamanlar irkiliyorum. İnsanların içerisinde dolanan kalabalığın seslerinde değersiz bir ses tonuyken mutlu gibi oluyorum ancak burada kendimle beraber ürküyorum. Kendi organ seslerimden başka ses duyamıyorum. Her şeyin sesi kısılmış. Sanki masa bile onca kalem darbelerine rağmen sesi tıkanmış, tık çıkmıyor. Gözlerim kızarana kadar güneşe bakıyorum ancak bir kere bile tanrıyı göremiyorum. Bu ne kadar daha böyle sürebilir?
Reklam
Neden hep sevdiğimiz şeylerin sonu görülüyor? Acılarımız hiç bitmeyecekmiş gibi acıtarak geçip giderken, geride bıraktığı siluet mutluluk sanıp içine düşüyoruz. Belki de bir yerinden tuttuğumuzu sandığımız şeylerden çok fazla emin olduğumuz için bu duruma düşüyoruz. Acı, gülümsemelerimizin icine dadandığı günden beridir kendimizden emin olamıyoruz. Mutlu olacağımızı düşündüğümüz bütün hayallerimizin gerçek olamayışı gibi bir hüzünle sonumuza doğru yapışıp kalıyoruz.
Geri193
1.407 öğeden 1.396 ile 1.407 arasındakiler gösteriliyor.