“Ben İstanbul’un, eski İstanbul’un o şahsiyetli ve güzel İstanbul’un iç yüzünü afacancasına tanıyan bir evladıydım; onu ben ne iyi anlardım. Sanki o da bana ayrıca, herkese yaptığından fazla yüreğini açardı. İşte ben bu pek iyi tanıdığım ve pek çok sevdiğim vücudu kaybettim. Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum.”
“Sabret Sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bir çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”
“Dans ederken o kadar kendin gibisin ki bitmesini hiç istemiyorum, ancak o zaman bana kendini bırakıyorsun. Sanki dünya duruyor. Sanki sadece sen ve ben varız ama sonra sen yine eski haline bürünüyorsun.”