M. Talha Özmen
@Talha9026RM
Mühendis / Okur - Yazar
Mühendis
Lisans üstü
İstanbul
115 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İfşaat Devrinin Yükselen Yıldızı BigData
Enformasyon bilginin pornografik bir formudur. Bilginin alamet-i farikası olan içsellikten yoksundur.
Sayfa 11Kitabı okudu
Orhan Pamuk’a göre:
Herkesin bildiği ama bildiğini bilmediği şeylerden söz etmektir yazarlık.
Sayfa 17 - YKYKitabı okudu
Devlet-i Aliyye
Osmanlı’ya ‘imparatorluk’ adını yakıştıralar var. Fakat onun bir dünya devleti olması imparatorluk olmasını gerektirmez. Osmanlı ‘emperyalist’ olmadığı için, yani gittiği yerleri sömüren, insanları köleleştiren bir sistem olmadığı için devlete ‘imparatorluk’, sultanlara da ‘imparator’ unvanı verilmemiştir. Bu nedenle, Osmanlı yıkıma kadar ‘Devlet-i Aliyye’, yani ‘yüce devlet’ olarak anılmıştır.
Sayfa 216Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Gayret ve sabır iki kardeştir. Gayret eden sabreder, sabreden gayrete devam eder. Gayretsiz sabır, sabırsız gayret olmaz.
Sayfa 193 - MostarKitabı okudu
Asıl ve gerçek tefekkür akla gelen sûretlerin aslını bulmak, bilmektir. Bu uyanıklığa ‘felsefe’ değil ‘tefekkür’ diyoruz.
Sayfa 169 - MostarKitabı okudu
Tövbe büyük bir makamdır. Acziyet bildirdiği için abdiyetin nişanesidir.
Sayfa 188 - MostarKitabı okudu
Çaresiz kaldı ve öldü. Bu kadar. Çaresizlikten ölünce insan, hiç bir kan tahlilinde, hiç bir röntgende bir şey çıkmaz. Çaresi tükendi öldü demek yerine, vadesi geldi öldü denir, sonra da geçip gider.
Sayfa 73Kitabı okudu
Ortalama Zeka İyidir!
Gayretle olgunlaştırılabilen, insana iç görü ve özeleştiri yeteneği sağlayan, tevazu ve samimiyetle donanmış ortalama bir zeka, büyük bir nimettir.
Aşina KitapKitabı okudu
Ellerimizde birer ekran, Şeytan’ın önümüze döktüğü pisliğin içinde eşeleniyoruz.
Hiçbir kötülük hakaretle, laf ebeliği ve sloganla yok olmaz. Kötülüğün yerini alacak ve onu bastıracak bir ‘alternatif iyilik’ üretmek tek çaremiz.
Aşina KitapKitabı okudu
Fikir Sancısı
Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı,
Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı?
#üstad #NecipFazılKısakürek #NFK #şiir
MÜSLÜMAN SAATİ
Şimdi heyhat, eski ‘saat’le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşliğinde çömelmiş , kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz.Artık fecri yalnızca kümeslerimizden dargın ve mağrur horozlara bıraktık.
#müslümansaati #ahmethaşim
MÜSLÜMAN SAATİ
Müslüman yüzü, kuş sesleri ve çiçek kokuları gibi fecrin en güzel tecellilerindendir. Kubbe ve minareleri o alaca saatte görmemiş olan gözler, taşa en ilahi manayı veren o muhayyirü’l-ukul mimariyi anlamış değillerdir. Esmer camiler, fecirden itibaren semavi bir altın ve semavi bir çini ile kaplanır ve İslam ustalarının nâtamam eserleri o saatte tamamlanır. Bütün mabetler içinde güneşten ilk ziya alan camidir. Bakır oklu minareler, güneşi, en evvel görmek için havalarda yükselir.
#müslümansaati #ahmethaşim
MÜSLÜMAN SAATİ
Başka memleketlerde fecri yalnız kırdan şehre sebze ve meyve getirenlerin ahmak gözleriyle mustariplerin şişkin kapaklar içinde bakan kırmızı ve perişan gözleri tanır. Bu zavallılar için fecrin parıltıları, yeniden boyuna geçirilecek hayat ipinin kanlı ilmeklerini aydınlatan bir ziyadır. Hâlbuki fecir saati, Müslüman için rüyasız bir uykunun nihayeti ve yıkanma, ibadet, neşe ve ümidin başlangıcıdır.
#müslümansaati #ahmethaşim
Biz Kiviyi Böyle Yeriz
“… Yine, alemin kızının örülü, buğday sarısı saçlarını izlerken dalıp gittiğini; sınıfta olduğunu unuttuğunu; kızın mavi gözlerinden süzülen ışığın etraftaki tüm sesleri yuttuğunu falan kime, nasıl anlatsaydı. “Annecim bir derdim var” mı deseydi? Ne münasebet! Ayrıca, biz el kızı diyoruz ama okulun ilk günü öğretmen herkesi sırayla ayağa kaldırıp adını söylettiğinde yabancılık bitmişti. Ona pamuk şekeri anımsatan sesiyle “Büşra” demişti ya: İşte o an, Hüseyin’in hiç tanımadığı duyguların musluğu açılmış, o tarifsizlikle sırılsıklam olmuştu.”
Biz Kiviyi Böyle Yeriz adlı öykümü Aşkar Dergisi 60. sayıda okuyabilirsiniz.
#öykü #hikaye #dergi #kivi
Sayfa 56
En birinci eşitlik adilliktir!
