Epiktetosun bize anlatmak istediği arzularımızın doymak bilmediğini, insanın sahip olduklarıyla yetinmesi gerektiğini ve kendi özgürlüğünün farkında olmaya çalışmasını bize vurgulayan bir kitap.
Her ne kadar 2000 yıllık bir kitap olsada,
Hâlâ insanlığın aynı dertlerden dolayı muzdarip olması herhalde epiktetosun tahmin edemeyeceği bi olay olsa gerek.
Kısa olsada bize anlatmak istediği şeyler insanı uzun süre düşündürecek boyuttadır.
Ahlak, yargıladığı sürece yaşamı düşünmek,gözetmek,hedeflemek açısından değil, kendi başına, özgül bir yanılgıdır, acımamak gerekir ona, dejenere olmuşların alerjisidir.
Kitapta dante’nin cehenneme yaptığı düşsel bir seyahati konu alan cehennemin ayrıntılarını ve her katta ceza çeken insanların ne tür ve ne cezası aldığını anlatan bir kitap.
Ne kadar az şey gerekir mutluluğa! Bir gaydanın sesi. — Müziksiz yaşam bir hata olurdu.
Almanların gözlerinde canlandırdıkları tanrı bile şarkı söylüyordur.
Ölümlerinden sonraki insanlar - örneğin ben- daha kötü anlaşılacaklardır, çağdaşlarından, ama daha iyi işitileceklerdir.
Daha katısı: hiç anlaşılmayacağız- işte buradan kaynaklanıyor otoritemiz.
İmparator ile papa -ki Dante’ye göre her biri Tanrı’nın yarısıydı- aralarında anlaşarak biri bu, diğeri öteki dünyada insanları maddi ve manevi huzura kavuşturmalıydı.