Lisede Sofokles okuduk, klasik Türk musikisine sövmeyi,
divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık, devletin yayımladığı
kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi
öğrendik. Sanki Sinan, Leonardo'dan önemsiz, Mevlâna, Dante'den
küçüktü, Itri ise Bach'ın eline su dökemezdi. Aslında kültür
emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk,
ulusal bileşim arama yerine hazır bileşimleri aktarmak
hastalığımız tepmişti.