Siyasetle ilgisiz bir konu yok gibi, diye düşündü. Hisler yoğunlaştırıldıkça siyasi güçler giderek ön plana çıkıyordu. O eski "dinle devlet işlerinin ayrılığı" ilkesinin saçmalığı iyice barizleşiyordu. İnsanlar en çabuk din konusunda parlardı.
Bir zamanlar hepimiz gece gökyüzüne bakıp şunları merak etmişizdir: Tüm bunlar ne anlama geliyor? Her şey nasıl işliyor? Ve benim evrendeki yerim ne? İşte
Neil deGrasse Tyson, kitaba bu sorularla açılış yapıyor.
National Geographic’te yayınlanan Cosmos belgesel dizisinden tanıdığımız -izlemediyseniz mutlaka izlemenizi
Soluk Mavi Nokta kitaplarını okudum. Şahsi tavsiyem, evren hakkında az da olsa bir şeyler biliyorsanız, evren 101’i okumamanız. Bilgiler hem çok çok temel hem de güncel değil ne yazık ki. Kozmos, astronomiyle ilgili okuduğum en başarılı kitap, belgesel serisi de muazzamdı. Soluk Mavi Nokta kitabı da hem dünyaya bakış açınızı değiştirir hem de Carl Sagan’ı daha yakından tanımanızı sağlar, ben çok sevmiştim. Bu kitapta çok güzeldi, özellikle de “Kozmik Bakış” bölümünü aşırı derecede beğenmiştim, Neil deGrasse Tyson, yaptığı her işte finalleri çok iyi yapıyor
Bütün bu derslerden hâlâ sıkılmış olan Teg, "Bütün bu şeyler zaten ölecekse niye kütüphaneye dönüp adlarını öğreniyorum ki?" diye sordu.
"Çünkü sen insansın ve insanlar her şeyi sınıflandırma, yaftalama ihtiyacı duyar derin bir şekilde."
"Neden öyle şeyleri adlandırmak zorundayız ki?"
"Çünkü adlandırdığımız şeyi sahipleniriz. Yanıltıcı ve tehlikeli olabilen bir sahiplik hissine kapılırız."
Kadın lafı döndürüp dolaştırıp sahiplik meselesine getirmişti yine.
"Benim sokağım, benim gölüm, benim gezegenim," dedi Odrade. "Benim verdiğim isim, sonsuza dek. Bir yere ya da şeye verdiğin isim sen ölmeden önce bile unutulabilir; belki fatihler o ismi değiştirmez, kibar bir jest olarak... Veya insanların korkuyla anımsayacağı bir isim olsun diye."
"Dune," dedi Teg.
"Zekisin!
"Savunmaya çekilip bekleyecek değiliz! Bellonda kadar şişmanladık (bunu duyunca sinirden köpürsün bakalım!); yenilmez bir toplum ve kalıcı yapılar oluşturduğumuzu sandık."