"İnsan herhangi bir şeyi yapmayı ya da söylemeyi göze alıyorsa ölümden kurtulmanın yollarını bulabilir. Asıl zor olan ölümden kaçmak değil, adaletsizlikten kurtulmaktır. Çünkü o ölümden daha hızlı koşar."
"Ben şöhret sahibi insanların, hüküm yediklerinde çok tuhaf davranışlar sergilediklerini gördüm. Bu insanlar, ölürlerse korkunç acılar çekeceklerini, sanki sadece yaşamalarına izin verilirse ölümsüz kalacaklarını sanıyorlar."
"Adaletsizlik ya da başkaldırma, tanrı ya da insan, kimden gelirse gelsin kötü ve onursuzca şeylerdir. Asla olası bir iyilikten kaçmayı, kesin bir kötülükten kaçmaya tercih etmem."
"Ölüm korkusu, gerçek bir bilge olmadığı halde olduğunu iddia etmektir. Bilmediği şeyi biliyor gibi görünmektir. İnsanların korkularından dolayı en büyük kötülük olarak gördükleri ölümün belki de en büyük iyilik olduğunu kimse bilemez. Bilmediğimiz şeyi biliyormuşuz gibi göstermek aslında utanılması gereken bir cehalet değil midir?"
"Adamın iri elleri, kadının nasırlaşmış ve kararmış ellerini içine aldığında gururla gülümsedi. Onun takdir edebileceği tek şeyin çok çalışmaktan ileri gelen bu kusurlar olduğunu biliyordu."
"Uli kendine acımakla o kadar meşguldü ki bulanık aklı, tıpkı şu anda onu tedavi etmek için ellerinden geleni yapan çingeneler gibi hapishaneye gelene kadar Kızıl'ın da onun için bir yabancı olduğunu hatırlamıyordu bile."
"Bu sanrıları yaratıyorsun ki her şeyi onların üzerine yıkabilesin. Yük olarak gördüğün dehanı... Sorumluluk duygunu... Onlar seni peşleri sıra sürüklüyor ve insanlara yardım etmeni sağlıyorlar. Bu da sana rol yapma fırsatı veriyor, Bay Leeds. Normalmiş gibi yapma şansı veriyor. Oysa asıl sanrı bu."