Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude Nur

Sude Nur
@Withkafkaa
cihan
Kıbrıs
6 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Sude Nur tekrar paylaştı.
"Size ne söyleyebilirim ki? İnsanlar için üzülmeye değmez, hele benim için hiç değmez."
Reklam
Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit, bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir âlemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlûkları ile dolmağa başlar.
Sayfa 21
Biliyordum ki, toprak katı ve tabiat zalimdir ve insan cinsi bozuk bir hayvandan başka bir şeye değildir; biliyordum ki, insan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır. Evet, bilhassa en az sevimli olanıdır.
Sayfa 18

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
seni seviyorum ama isterdim ki bu senin karnını doyursun, yaranı onarsın, üstünü örtsün, hiç olmadı bir cam pencere açsın, içine su serpsin, sırtın okşansın ve sen uyurken etrafa göz kulak olsun. oysa hiç bir şey yapmıyor. yani seviyorum ama bunun bu kadar oluşu beni kırıyor.
Sude Nur tekrar paylaştı.
"Sevdiğim insanlar nefes aldırmıyorlar bana, sonra da çekip gidiyorlar."
Reklam
"Ne kadar da güzel başlamıştı her şey, ama doğruymuş; ölüm insana şahdamarından daha yakınmış; yine de hiç korkmuyor olması garip değil mi?"
Sayfa 19
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
"bir gün üzüntün geçince (çünkü zamanla geçmeyecek üzüntü yoktur) beni tanımış olduğuna sevineceksin. Hep dostum olarak kalacaksın. Gülmek isteyeceksin benimle birlikte. Koşup pencereyi açacaksın. Gökyüzüne gülerek baktığını gören dostların şaşacaklar. Onlara diyeceksin ki, 'evet ne olmuş,yıldızlara bakarken gülerim ben!' Seni deli sanacaklar,başına çorap öreceğim bir güzel!
dünyanın bir ucuna birlikte gider miyiz?
Senden başka anısı yok döndüğün yerlerin. Tükeniş kendini yokluğunla tanımlıyor. Açık yarada bir ayaz şimdi anılar. İncelikler bitti; o güzel telaşlar. Ne bir yağmur sesi çatılarda, ne camlarda yüzünün bir balkıma ki düş kurabilsin odalar. Sen oyunlarından çekildin, birbirine küstü çocuklar. Yaşlılar aynaya bakmayı unuttu . Ben durdum tüm bunların ortasında, boynumda ağır dilsiz bir çan, ölüme dek susmaya yargılı. Özgürlük bitti. Övünme bitti.
Reklam
Sevgili dost, Bir şehrin en güvenilir yeri sence neresidir? Şehrin neresinde kendimizi güvende hissedebilir, mızraklardan ve oklardan emin olabiliriz? Hangi pencere açıldığında rüzgârı bizi üşütmez? Hangi merdiven çıkıldığında yormaz kalbimizi? Sevgili dost, bir şehrin en güvenilir yerinin neresi olduğunu biliyorum. Sen de biliyorsun.
Sevgili Dost, Beraber karları süpürmeye ne dersin? Ne dersin süpürdüğümüz karlardan, kardan adam yapmaya. Çileklerden gözleri, burnu ve dudakları olan bir kardan adam; elinde süpürgemiz. “Elimden geleni yaparım,” diyorsun demek. “İnsan ancak elinden geleni yapar ama, elinden gelenin ne olduğunu bilmek gerek." Sevgili Dost, elini nabzına götür.
"Okumak," diyor,"her zaman şudur: Şurada yazıdan oluşmuş,nesnel,maddesel,değiştirilemeyen bir şey vardır,bu şey aracılığıyla var olmayan,manevi dünyaya ait,görünmeyen,sadece düşünülebilen, hayal edilebilen ya da bir zamanlar olmuş,ama artık olmayan,geçmiş,yitmiş,ulaşılamayan,ölüler dünyasında bulunan başka bir şeyle karşılaştırma yapmak mümkündür."
Sayfa 82