Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatma Şahin

Fatma Şahin
@Yazarfatmasahin
instagram.com/fatma.sahinoffi... Süveydâ-i Dildâr & Zehr-i Zakkum &Efsunkâr Yazar&Eğitmen P4C Eğitimi Çocuklar için Felsefe Eğitmeni Fizyonomi Enneagram Eğitmeni Psikanatilik Psikoterapi Eğitmeni
Halkla ilişkiler ve tanıtım
Erzincan
105 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
“Toprak kokusunun Kahve kokusuna karıştığı bir akşamda Sevmiştim seni.” Fatma ŞAHİN
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Kalbime ayakkabılarınla girdiğin için hiç kızmadım. Bu hayatta seni kim incittiyse, hepsi için ben özür dilerim” diyor Umut Güner. Bak bazı kalpler, kendi incinmişliğinde dahi özür dileyebiliyor. Aşk nedir, nasıl bir şeydir diye sorana göstermelik bir söz. Büyük bir söz.
“Seven gitmez diyorlardı Peki! Şimdi hangi mevsimin baharısın?” Fatma ŞAHİN

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşka ilk defa bu kadar küfrediyorum Araladığım kapılar ardında sandık dolusu, çileden çıkmış yokluğunun ağırlığını ince bir urgana asmış gibi. Kim bilir belki de umutlarımın vasiyetiydi Eski bir kitabın arasında unutulmuş dargınlığımız. Ah Bayım! Söyleyemediklerim bir şiirin son mısrası gibi bazen devrik bazen ise eyleme geçemeyen son nokta gibi. Ne acı, az sevmeleri hiç bilmedim ben Belki de bundandır gökyüzünden mavi bir tüy gibi düşüşüm. Göğüs kafesinin içinde atan merhametinin sesi gibi, bazen bir iç çekiş koca bir ah gibi. Yutkunma şimdi Bayım, söylenecek o kadar söz varken bin yıllık suskunluk gibi. Fatma ŞAHİN
“Sevmek mi? İşte o çok uzun bir mesele… Herkesin harcı değil eksik sevdaların Besmelesini çekmek…” Fatma ŞAHİN
Reklam
“Seven gitmez diyorlardı Peki! Şimdi hangi mevsimin baharısın?” Fatma ŞAHİN
"Ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Yıllar akıp giderken artık bedenimin bunu fazla taşıyamayacağını fark ediyorum. Bu yüzden bunları yazmalıyım. Nereden başlamam gerektiği konusunda ise hiçbir fikrim yok. Acaba seni bulduğum andan mı, yoksa kaybettiğim andan mı başlamalıyım?" Kitabın kapağını açar açmaz sanki beni anlatan cümleler sardı tüm ruhumu. Kırık dökük bir aşk hikâyesinin özlemi, acısı... İlk aşkınızı yaşatmak mı? Ben 2 ay önce toprağa gömdün. Belki de bu yüzden buldum bu kitapta kendimi. Yazarın kalemine, yüreğine sağlık. Çok şey yazmam gerekiyor ama bazı duyguların kelime ile ifadesi bulunmuyor.
Bir Hakan Geda macerası olarak başlıyor kitap. Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışmalarından, Göbeklitepe kazılarına kadar uzanan bir tarih... Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kayıp Kıta MU" üzerinde uzun zaman çalıştığı ve arastırdığı tabletler. Atatürk'ten, Hakan Geda'ya kadar uzanan ve Moğolistan sınırlarını bizi götüren gizem dolu bir hikâye. 1936 yılından 2015 yılına kadar uzanan ve o anın içinde yaşıyormuş hissi veriyor okuyucu. Soluksuz okuyacağınız aksiyon dolu bir eser. Bu büyük saldırının sebebi neydi? Kaçırılan tabletlere ne oldu? Türk'lerin kökenini ile yapılan çalışma ile ne bağlantısı var?
Son Vagon
Bazı gerçekler çok acıdır ve yaşananlar bir ömür boyu sizin gölgeniz olarak takip eder tıpkı; Orhan'ın yaşadıklarını yaşatması gibi. Kitabın ilk bölümünde ki gibi "Ölüm gibi bir duygunun sessiz esiriydi..." Düşünüyorum da hangimiz bu duyguyu sessizce bekledik ya da bu gerçeği bir kenara atıp bu dünya hep varmış gibi yaşadık.
Sonsuz bir geceydi, sensizliğe bir yıldız daha kararttım. Yüreğimin en mahrem yerinde saklıydı adın, yazılmamış mektuplarımın kıskanılan sevdasıydın. Seni kâğıda anlatırken mum titrerdi ışığında. Kelimeler kıskanır, ritim tutardı cümleler. Şimdi enkazın altında yaralı yüreğimin kanamasını sardım sevdanla tek tek. Oysa ben seni en derin kuyulara atmadım mı? Yusuf’un korkusunu, Yakup’un çaresizliğini yaşatmadım mı? Gecelerin en karanlık kuytularında yüreğini yakmadım mı? Şimdi sen beni iyi sanıyorsun. En dipsiz kuyularda karanlığın pençesindeyim ve güneşine hasret sevdam. Ah yandı gönlüm! Hasretin yağmura döndü de yine de kor ateşlerimi söndüremedi. Kuyulardayım Süveydâ! Yusuf’un kuyusunda, Yakup’un yanışındayım, yıldızsız gecelerimde yanmalardayım. Herkes için acının rengi farklıydı, benim için kül rengiydi. Ne beyaza dönebildi ne de siyahta kalabildi. Bir Araf’tı yaşadıklarım. Ölümü yaşadım her nefes alışımda, her gün. Güneş doğdu derken hep karanlıklarıma gömüldüm. Hasretine takvim yaptım, her geçen güne bir çizik attım. Yine de gelemedim yanına. Yaşadığım her acıyı kendi içime sakladım, şimdi sıkışmış yüreğimin enkazı altında eziliyorum. Bedenimin üstündeki toprak mı ağırlık veren yoksa vicdanım mı? Karanlık mı beni saran sarmalayan, yoksa ruhumun yangınları mı? Biraz soluk mavi, biraz derin ayaz eşlik eder sensiz günüme. Uyur herkes her şeyden habersiz uyur. Gece güneşten habersiz uyur, sessizlik sükûttan habersiz uyur. Süveydâ’m artık son dakikalar şunu bil ki yaşadığım her anda sana olan sevdam hiçbir zaman eksilmedi. Affet beni affet!
Reklam
Vakit hüzün veyahut vakit ayrılık… Vakit hasret veyahut vakit özlem… Sahi vakit sen yokken hangisi? Fatma Şahin
Resimlerin dili olsa, hasretin rengini nasıl yansıtırdı ya da feryadını? Yüzüne bakan, gözlerini senden ayıramayan ama bir o kadar sessizliğin hikâyesini yazan bir çift göz. Dönmesini beklediğin, sevdasına hasret kaldığın gecelerin resmi... Üzülürsün unutamadığın zamana. Mazinin verdiği vazgeçilmezliğin hikâyesini yaz desen hangi kelimeler dökülür satırlara. Peki, her giden bulur mu geride bıraktığını veyahut bulsa aynı olur mu? İnsan zihninde çakılı zamanın sesinde boğulurken, hangi dala tutunacağını bulamıyor. Çıkmazlarım arasında kayboluyor. Saatlerin vuruşu vicdanını en ağır şekilde yaralıyor. Kaldıramayacağın yükler yükleniyor bir bir omuzuna. Hesabı sorulmayan gidişlerin beynimde uğulduyor. Biraz eksik biraz fazla bedenimde yılların verdiği ağırlık, ellerim titriyor, vakitsiz aklıma gelişinle. Bir emanet olan bu canı esmeyen yellere veresim geliyor ve sonra sesin yankılanıyor beynimin her uğultusunda. Pas tutmuş kelimeler arıyorum elime yüzüme bulaşan hayatımda. Beni anlatacak bir kelime, seni anlatacak bir cümle... Satırlara dökülen kelimelerin hikâyesi yaz desen kalem sağır olur kör deftere. Ayrılığı anlat desen her bir kelime vazgeçemediğimiz gidişlerin dönme hikâyesi olur. Bakıyorum aynalara. Kalmak ve gitmek arasında yok olduğum bu dünyada Araf’ım oldun bir vuslat aralığında. Fatma Şahin
Vebal Tek heceli bir söz tüm dünyaya bedel olur Allah’a ısmarlayamadığın o gönlün Dilerim ki bir tutam sevdaya muhtaç kalır. Bilirsin! Ben ah etmeyi sevmem Ama Allah biliyor ya can acısını Vebal diyorlar gönül ağrısına. Gönlüne ektiğin bu vebalin Meyvelerini toplaman dileğiyle… Fatma Şahin
“Toprak kokusunun Kahve kokusuna karıştığı bir akşamda Sevmiştim seni.” Fatma ŞAHİN
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.