Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim… Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır… üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur.
Konuşursam gösteriş yapmak istediğimi sanıyorlar, susarsam gülünç buluyorlar beni, karşılık verirsem kaba kızı oluyorum; akıllıca bir şey ortaya atsam sinsi, yorulsam miskin, yemekte bir lokma fazla bir şey yedim mi de bencil sayılıyorum, aptal, budala, korkak, kurnaz ne kılıklara sokmuyorlar ki beni! Bütün gün kendimin ne çekilmez bir çocuk olduğunu dinlemekten bir hal oldum, ciddiye almaz gibi görünüyor, içime atıyorum üzüntümü. Yoksa nasıl üzgünüm, bilemezsin. Tanrıdan beni değiştirmesin diliyorum, nolur başka türlü bir insan olayım da bari herkesin öfkesini üstüme çekmeyeyim.
Yüzbaşı Ernö Nemeçek…
Pal Sokağı çocukları… çocuklarımız… küçük askerlerimiz.
Bu kitap öyle bir şeydi ki insanı bir anda içine çekiveriyor bir anda siz de Pal Sokağı çocuklarından biri oluveriyorsunuz.
Kitabı okurken o kadar onlar gibi oldum ki onlar gibi hayal ettim, onlar gibi düşündüm, onlar gibi sevindim ve onlar gibi üzüldüm. Çünkü ben de
“ Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun. “
“ Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberi olmayan bütün geri zekâlılar gibi. Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin.”
“Herkesin kendi idealleri vardır. Bu idealler bireyi yükseklere de taşıyabilir, ayaklar altına da serebilir. Her durumda, bir insan kendi ideallerine ulaştığında,dünyadaki en büyük mutluluğa,ulaşabileceği en kısa yoldan ulaşmış olur.”