Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zekiye Aydoğan

“Düşünsenize, elektronların duyguları olsaydı fizik ne kadar zor olurdu?” Pekala, yatırımcıların duyguları var. Oldukça küçük bir kesiminin diyelim. Bu nedenle, yalnızca geçmişte yaptıklarına dayanarak bir sonraki aşamada neler yapacaklarını tahmin etmek zor.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Zenginliğin en yüksek hali, her sabah uyanıp “Bugün ne istersem yapabilirim” diyebilmektir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Fakat varlıklı kalmanın tek yolu var: Bir miktar tutumluluk ile bir miktar paranoyanın bileşiminden oluşan bir karışım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kefet/faydalan dengesi
En yaygın yaklaşım deneme ve yanılmadır. Ama elbette bu stratejiyle ilgili bir sorun var: Hayat kısa. Bütün kariyer yollarını deneyecek, bütün münasip adaylarla çıkacak ve bütün müzik aletlerini çalacak zamanımız yok. Neyseki bu muammayla baş etmenin etkili bir yolu var ve keşfet/faydalan dengesi olarak biliniyor.
Sayfa 240Kitabı okudu
Diderot etkisi
Diderot etkisi yeni bir eşyaya sahip olmanın sıklıkla ek satınalmalara neden olan bir tüketim sarmalına sebep olduğunu ifade eder. Bu kalıbı her yerde fark edebilirsiniz. Yeni bir elbise alırsınız, ona uyacak yeni bir çift ayakkabı ve küpeye ihtiyaç doğar. Bir kanepe alırsınız ve birden bütün oturma odanızın düzenini sorgulamaya başlarsınız. Çocuğunuza bir oyuncak alırsınız ve kendinizi bir anda buna eşlik edecek tüm aksesuarların tamamını alırken bulursunuz. Bu zincirleme bir tepkidir.
Reklam
Yeni kimlikler yeni kararlar gerektirir. Her zaman verdiğiniz şekilde oy vermeye devam ederseniz her zamanki sonuca ulaşırsınız. Hiçbir şey değişmezse gelecekte de hiçbir şey değişmeyecektir.
Hayatı anlamak zorunda değilsin, yaşaman yeterli.
Sayfa 276Kitabı okudu
İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi. Sao Paulo’da sahneye çıkıp yirmi bin kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama SEVGİ olmadan hiçbirinin anlamı yoktu.
Sayfa 243Kitabı okudu
Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı. …… “Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.”
Sayfa 237Kitabı okudu
Belki de hayatın anlamı bundan ibaretti. Kendine tanıklık eden bir dünya gibi olmak.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Bir yerde uzun zaman kaldığınızda, dünyanın ne kadar büyük ve uçsuz bucaksız olduğunu unutuyordunuz. O enlem ve boylamların uzunluğunu algılayamıyordunuz. Kendi içimizdeki uçsuz bucaksızlığı da algılayamadığımı gibi, diye düşündü Nora.
Sayfa 132Kitabı okudu
Coğrafya kaderdir :)
!Kung kadınları ve erkekleri haftada yaklaşık 12 ila 19 saatten fazla çalışmıyor; geri kalan zamanlarını dans ederek, eğlenerek, ailelerini ve arkadaşlarını ziyaret ederek geçiriyorlar. Bu da yılda en fazla bin saat çalışmaları anlamına geliyor.
Hepimiz kendimize özgü bir kişiliğe sahibiz. Ancak içinde büyüdüğümüz toplumun geçmişinden gelen eğilim, varsayım be refleksler bu kişiliğin üzerinde yer almaktadır ve bu farklılıklar olağanüstü spesifiktir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Başarı tesadüf değildir. Öngörülebilir ve güçlü bir dizi koşul ve fırsatlardan ortaya çıkar….
Sayfa 127Kitabı okudu
Yolunu bulmak
Dünyada yolunu bulup ilerlemek konusunda iyi bir iş çıkarmış olması gerektiğini biliyordu, ancak bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.
“Optimum toplum, dedi” Mustafa Mond, “buzdağı örneğine göre kurulur; dokuzda sekizi su seviyesinin altında, dokuzda biri üstünde.” “Su seviyesinin altındakiler mutlu mu peki?” “Üstündekilerden daha mutludurlar…..”
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Elbette her birimiz bir şişede geçiririz yaşamımızı. Ama eğer Alfa isek, şişelerimiz görece büyüktür. Daha dar bir alanda sınırlandırılsaydık, sürekli acı çekmemiz gerekirdi. Üst sınıfların yapay şampanyasını alt sınıfların şişelerine dökemezsiniz.
Sayfa 222Kitabı okudu
“Kendim olmayı yeğlerim” dedi. “Suratsız da olsa kendim olayım. Ne kadar neşeliyse de başka biri olmak istemem.”
Sayfa 105Kitabı okudu
Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler, her şeyi delip geçerler.
“Bu da,” diye veciz bir ifadeyle ekledi Müdür, “mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: insanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek.”
“Geçmişe saygınız yok mu? Büyük-Büyükannelerinizin düşündüklerine ve inandıklarına?” “Yoo hayır” dedi. “Neden olsun ki? Hepsi göçüp gitti. Bizden daha az şey biliyorlardı. Zaten onların ilerisine geçemezsek, onlara layık değiliz demektir; keza bizden daha öteye geçecek çocuklarımıza da layık olamayız.”
Sayfa 147Kitabı okudu
“Biz varımızla yoğumuzla iki güç için çabalıyoruz,” diye devam etti Somel. “Soylu bir yaşam için temelde zorunlu olduğunu düşündüğümüz ikili: geniş kapsamlı net bir muhakeme yetisi ve hayatta somut karşılığı olan güçlü bir irade. Çocukluk ve gençlik yıllarından başlayarak bütün gücümüzle bu yetileri geliştirmek için kendimizi helak ediyoruz: bireysel yargı yetisi ve irade.”
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
İnsanın haklı gerekçelere dayandırdığı ve kendine sakladığı sürece belli ölçüde bencillik yapmaya hakkı vardır bence.
Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun, bedenlerinizin zincirlerini kırın…
“Yaşamın gerçek anlamını arayan, bulmaya çalışan bir martıdan daha sorumluluk sahibi biri olabilir mi……
Ve dedim ki kalbime, budalaya ne olduysa olacaktır bana da… Git yoluna, ye ekmeğini coşkuyla, ferah gönülle iç şarabını da Ne yapacağını bilmiş Tanrı önceden. Giydiğin hep beyaz olsun, Başından eksik olmasın merhem. Yaşa keyfince sevdiğin kadınla günlerin gururla dolsun, O da Tanrı’nın armağanıdır sana. Gurur dolu günlerin görüp görebileceğindir hayatta Birde güneşin altında harcadığın emek… Yürü kalbinin gösterdiği yolda gözünle gördüğünü tanı: Ama bil ki bütün yaptıkların yargısına uğrayacaktır Tanrı’nın.
Sayfa 160 - Can YayınlarıKitabı okudu
Oysa zaman yaşamın kendisiydi ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe zaman azalıyordu.