Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salkım

Salkım
@Zoandzu
200 syf.
·
Puan vermedi
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa
7.9/10 · 7,1bin okunma
Reklam
Sizin İçin
Sizin için, insan kardeşlerim, Her şey sizin için; Gece de sizin için, gündüz de; Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı; Ay ışığında yapraklar; Yapraklarda merak; Yapraklarda akıl; Gün ışığında binbir yeşil; Sarılar da sizin için, pembeler de; Tenin avuca değişi, Sıcaklığı, Yumuşaklığı; Yatıştaki rahatlık; Merhabalar sizin için; Sizin için limanda sallanan direkler; Günlerin isimleri, Ayların isimleri, Kayıkların boyaları sizin için; Sizin için postacının ayağı, Testicinin eli; Alınlardan akan ter, Cephelerde harcanan kurşun; Sizin için mezarlar, mezar taşları, Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları; Sizin için; Her şey sizin için.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sahipsiz Gölge
Vurur yolda giderken. Ve durgun en şen sofralarda bile. Tantalos'un dalları gibi gece yarısı Çekilir geriye, uykular insafsız. Yarınlara güvenen sımsıkı giyinik Gövdelerde eğreti En süslü giysiler. Çok gördüler mi sizin olsun demeyi Aşık Paşa öğretti: "Acı dirliğim isteyen Tatlı dirilsin dünyada.." Çok bunaldınız mı dilinizde bu beyit. Hırslar da boşuna Paralar da, kavgalar da boşuna. "Bir hastaya vardın ise." Yunuuuus, Yunus Gece vakti ev uyur, biz soğuk - ıssız Odalarda oturur, Ölümler, toprak, sahipsiz gölge...
Salkım
@Zoandzu·2021 okuma hedefini ekledi.
2021 OKUMA HEDEFİ
6/70 kitap - %9 tamamlandı
6 kitap okudu
70 kitap
1.318 sayfa
0 inceleme
2 alıntı
Reklam
SAAT 21-22 ŞİİRLERİ'nden
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda
Gelecekte ille de kesileceksem, güzel bir eşyanın yapımında kullanılmayı hayal ediyordum. Sözgelimi, kesildiğimde, bir köylü, tutup beşik yapsındı beni. Oymalarım olsundu ince ince, işlemelerim, renklerim ve boncuklarım olsundu. Kara gözlü, ela gözlü kızlar uyutaydım bağrımda, selvi boylu, kara pürçekli oğullar büyüteydim. O zaman, herhalde birbirinden güzel ninniler de söylenirdi başucumda. Saçları sesine, sesi saçlarına benzeyen ipek yumuşaklığındaki bir anne, bağrımdaki çocuk uyandıkça palas pandıras koşar, gelip yanı başıma otururdu. Sonra, ben de ninni ninni tüterdim geceler boyu... Yıllarca, ta ki büsbütün çürüyüp yok olana dek, o annenin süt kokan, ılık sesiyle yıkanırdım. Ya da, ille de bir şey yapacaklarsa, bir çocuk bahçesinde oyuncak yapsınlardı beni. Herhangi bir şehrin herhangi bir semtinde, çiçeklerin, bankların ve salıncakların arasında bir tahterevalli olaydım sözgelimi. Bu mümkün değilse, şırıl şırıl şakıyan fıskiyelerin ötesinde, şaha kalkacakmış gibi duran, tahtadan bir at olaydım. Herhalde, o zaman da, her gün şehrin değişik semtlerinden, pembe gülüşleriyle, irili ufaklı çocuklar gelirdi yanıma. Gelince de, annelerinin babalarının ellerinden renkli birer uçurtma gibi koparak hemencecik sırtıma binerlerdi. Onlar beni minicik elleriyle okşarken, ben de bir güzel hoplatırdım onları üstümde, güldürür, sevindirirdim. Gülüşlerinin rengine karışıp şehrin her yerine dağılırdım böylece, sevinçlerinin derinliklerine sinip caddeler boyunca inanılmaz bir keyifle gürül gürül akardım.
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.