Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeyraa

Zeyraa
@_Zeyraa
Radyo Televizyon ve Sinema
Ankara
12 Kasım 1997
19 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Reklam
En kötüsü gecenin ortasında acıdan uyanmak ve uykuya devam edememekti. O zaman rakı içer, çaresizlikten üstüne birkaç kadeh viski ya da şarap yuvarlar; bilincimi, bana huzursuzluk veren ve bir türlü de susmayan bir radyoyu kapatır gibi kapatmak isterdim.
En mutlu ânı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini biliriz. Bu acıyı dayanılabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onun için aşk, bir insanın uğruna bütün hayatını verebileceği, her şeyi göze alabileceği bir şeydi, evet. Ama hayatta da bir kere olurdu ancak.
Sayfa 61
Bütün günüm tedirgin bir beklemeyle geçiyor: gelecek mi, gelmeyecek mi? Ne gelecek? Bilmiyorum. Adını koyamadığım bir şeyden korkuyorum. Soyut bir korku içimi dolduruyor. Bu korkuyla uyanıyorum ve bekliyorum. Belki korkularım sayılamayacak kadar çok.
Reklam
Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz.
'Bize bu kadar ağır olduğunu söylememiştin.' 'Bende bilememiştim. İnsan ölünce çok daha hafif olur sanmıştım.'
Yazık; insanlar düşüncelerinize uygun biçimler almıyor.
Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor.
Denize kadar uzanan ve yayılan bu kocaman gecenin içinde, yapayalnızdı. Düşüncelerini hangi yöne koşturursa koştursun, karşısına kimse çıkmıyordu. Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar inanıyordu ki...
Reklam
Zaten, bir felakete sakin ve soğukkanlı kat- lananların manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan sürekli bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür...
Sayfa 9
Bir yandan yok olduğunu, bir yandan var olduğunu düşündü: Kendisini seviyordu, bir kar tanesi gibi hayatının aldığı yolu sevgi ve kederle izliyordu.
"Burası özel bir mezarlıktır" demiş. "Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52'yi geçen çıkmadı daha."
Sayfa 405
105 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.