Hayatın bize sundukları içinde hüznü doğal bir seçimle sevebiliyor olsaydık; iri kahkahalarla, gösterişli hayatlara ihtiyaç duymayacaktık. Ruhumuzu faniliğin dalga boyunu ayarlayabilseydik, incinmezlik ve sonsuzluk yanılmasının avucumuzdan kayıp gittiği anlarda, yeis sırtımızı yere vurmayacaktı. Ancak ruhunu kaybetmemişler hayal edebilir. Ancak hayal edenler hüzünlenebilir. Dünyaya dokunmadan da onu sevmek mümkündür.