Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.
Uyanmak bile tek başına acıtıcıydı: Düşsüz geçen kapkara geceden sonra, tıpkı sıcak ve boğucu bir havadan buz kesmiş suyun içine dalar gibi kendini günün içinde buldu.
Varlıklar, her iki durumda da eserdirler ve ve bir Özneye zorunludurlar. Varlıkları O’nun varlığına bağlıdır. O var olmasaydı, kendileri de var olamazdı. O sürekli olmasaydı varlıklar da kalıcı olamazdı. O başlangıçsız olmasaydı varlıklar da başlangıçsız olamazdı.
Türlerin bireylerinde ayrı ayrı bulunan ruh da aslında tek bir ruhun parçalarından başka bir şey değildi. Bunların ayrı gibi görünmeleri, yalnızca ayrı yüreklerde bulunmalarından ileri geliyordu.