Hasbelkader bulsam ruhumu bir anlamın kıyısında.
Dinse göz hanelerimin şems hasreti.
Şu yeri delen bulutlar gönüllere medfun olsa da,
Bitse ervahın kuraklık mevsimi.
Eli kanlı kelimeler ancak var olsa yoklukta.
Bağışlasa gönüller, mürekkebi tükenmiş kalemi.
"Lâl"e hapsedilmiş dil "kâl" ile şaha kalksa da,
Aydınlığa kavuşsa yaşayan ölüler alemi.
Hüzün menbaı karanlık, dese "elveda"
Okşasa bir bâd-ı sabâ, kurumuş yüzleri.
Göğe ulaşmadan dağ, güneş doğsa da
Düşse şu yüzlerdeki ye's maskesi.
Bir siluet belirse şu görünen ufukta,
Sansa tüm yollar, vuslat kendini.
Birkaç adım yol alsa da fehvâda,
Bulsa sualler, cevapların yerini.
Hasbelkader bulsam gönlümü bir gönlün kıyısında.
Dinse ruhu üşüten fecir vakti.
Şu kökleri yere mızrak ağaçlar yıkılsa da,
Olsa bir sâye, tüm alemin gölgeliği.
Mina