Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Schopenhauer'a göre varlığın özünde daha fazlasına uluşma çabası vardır. Evrenin, doğanın, her şeyin kökeninde isteme ilkesi hükmünü sürdürür.
destek
Kişi geride bıraktığı hayatına bakıp da kaçırdığı mutluluğu, bitmek bilmeyen talihsizliği -yani "hayat labirentinde kaybolduğunu"- görünce kendini suçlamakta aşırıya kaçabilir. Oysa hayatımız hiç de bizim kendi eserimiz değildir, nitekim iki faktörün, birtakım olaylar dizisi ile kararlar dizimizin ürünüdür²; öyle ki her iki dizide de ufkumuz çok sınırlıdır ve kararlarımızı uzaktan tahmin edebilmemiz mümkün değildir, olaylarıysa öngörme olasılığımız daha da azdır, bilakis her iki dizide de yalnızca mevcut kararları ve olayları biliriz. 1. Johann Wolfgang von Goethe, Faust, I, Özveri, 14. (Ç.N.) 2. İkinci faktörün bilincimizin, ilk faktörün bilinçaltımızın eseri olduğu yönündeki çok daha yüksek bir öğretiye, yani είμαρμένη [kadere] atıfta bulunan gözlemi burada yeri gelmişken belirtelim. Bunun rüyada böyle olduğunu herkes bilir; hayatta da farklı olmadığını yalnızca çok az insan kavrayabilir. Rüya, hayatın monogramıdır.
Reklam
Nikomakhos'a Etik
"Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir."
Schopenhauer'a göre çocuk sahibi olma hevesi de dahil olmak üzere, insanlardaki daha iyiye ulaşma arzusu "mutsuzluk kısırdöngüleri"ni güçlendirir. İçgüdüleri hareketlenir.
Sayfa 31 - Arthur SchopenhauerKitabı okudu
Schopenhauer'a göre şu apaçıktır ki hayatın yaşamaya değer olduğunu yalnızca bir aptal hayal edebilir.
Sayfa 73 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
440 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın orjinal adı “The Schopeanhauer Cure” olmasına rağmen dikkat çeksin diye Türkçesine “Bugünü Yaşama Arzusu” büyük puntolarla eklenmiş. Bence bu isim kitabın içeriği hakkında biraz alakasız bir önyargıya neden oluyor. Ben kitabı satın alırken; yaşam enerjisini yükseltmeyi vaadeden ufak ipuçları içeren bir kişisel gelişim kitabı gibi bir yargı
Bugünü Yaşama Arzusu
Bugünü Yaşama ArzusuIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20173,352 okunma
Reklam
Işık en çok sevinç veren şeydir; o bütün iyi, sağlıklı şeylerin simgesi olagelmiştir. Bütün dinlerde ışık, kurtuluşu; karanlıksa belayı, kargışı simgeler. Hürmüz en saf ışıkta yerleşmiştir; Ehrimen bengi gecede barınır. Dante'nin cenneti Londra'daki Vauxhall'a çok benzer. Çünkü orada bütün kutsanmış ruhlar ışık noktaları olarak görünür, birlikte düzenli figürler oluştururlar.
"Paranın insanı mutlu edebileceğini söyleyenler, muhtemelen hiçbir zaman yetirince parası olmadığı için bunun doğru olmadığını anlayamayanlardır." -A. Schopenhauer
İlk önce, her tarhşmanın esasını ele alacak, bir tartışmada aslında ne olduğuna bakacağız. Diyelim ki muhalifimiz bir tez öne sürdü (ya da biz sürdük, bu fark etmez). Bunu çürütmek için iki tarz ve iki yol vardır. Tarzlar: a) ad rem [konuya yönelik]; b) ad haminem [insana yönelik] ya da ex concessis [kabul edilmiş olana göre]. Yani öne sürülen önermenin ya eşyanın tabiatıyla, mutlak nesnel gerçekle; ya da muhalifin başka iddialarıyla veya onayladığı diğer şeylerle, yani göreli öznel gerçekle uyuşmadığmı göstermeliyiz. Bu sonuncu tarz sadece kanaate bağlı göreli bir şeydir ve konuya ilişkin nesnel doğruyla bir bağlantısı yoktur. Yollar: a) doğrudan çürütme; b) dalaylı çürütme. Doğrudan çürütme tezin nedenlerine, dalaylı çürütme ise sonuçlarına saldırır; ilki tezin doğru olmadığım, ikinci ise doğru olamayacağını gösterir.
Sayfa 16 - Sel YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.