ABD'nin Irak'ı işgal etme ve ele geçirme planlarının ışığında, son yüzyıl içinde Irak tarihinde öne çıkan üç konu var. Birincisi, emperyalist güçlerin zengin petrol rezervlerini ele geçirmek için Irak'a hakim olmak istemeleri. Bu konuda petrol şirketleri ile bu şirketleri destekleme, güvence altına alma ve askeri olarak koruma görevini üstlenen bölge hükümetleri arasında tam bir uyum var. İkincisi, emperyalist güçlerin birbirlerini paylaşımın dışında bırakmaya çalışmaları. Üçüncüsü, Irak halkı ve bütün bölgenin bu emperyalist planlara gösterdiği ulusal muhalefetin canlılığı. Bu muhalefet, petrol şirketlerinden daha iyi şartlar talep etmesi, hatta bu şirketleri ulusallaştırması için halkın iktidardakilere baskı yapmasıyla ve toplu ayaklanmalarda kendini gösteriyor.
Sayfa 25 - yordamKitabı okudu
Türk Milli Eğitimine ABD üzerinden kuşatma: YÖK içerisinde bulunan Dünya Bankası temsilciliği tarafından yürütülmekte olan bu kuşatma ile Amerikan eğitim modeli ülkemize dayatılmaktadır. İdeolojik kılıfı, Amerikalı H.Gardner’in siparişle yazmış olduğu Çoklu Zekâ kuramıdır. Eğitimi piyasa kurallarına göre düzenlerken (eğitimi özelleştirirken/sektörleştirirken) beynin parçalı olduğunu kabullendirmekle başlar, daha sonra bundan hiç söz edilmez
Reklam
emperyalist abd, ırak'ta bütün insani değerleri yerle bir ederken başlıyorum bu yazıya. "batı uygarlığı", ırak'ta insani değerler yerle bir edilirken sus pus. bu sus pus dünyada daily mirror, bush'un abd başkanı seçilmesini şöyle yorumlamış: "59.054.087 kişi nasıl bu kadar aptal olabilir?"
Tahrir de Facebook devrimi
Takrir meydanında emperyalizme karşı tek bir slogan görülmedi .Kimse ABD yada imf ye laf söylemedi .meydanlarda Mısır ın tam bağımsızlığını isteten olmadı sosyal paylaşım ağlarıyla harekete geçirilen aydınlar ve onları izleyen aç yoksul öfkeli bir kalabalık vardı Mğbarek gitsinde ne olursa olsun diyorlardı. Mğbarek gitti...
Sayfa 117Kitabı okudu
"Küba, 1959'dan bu yana ABD saldırganlığına karşı başarılı bir şekilde direnilenebileceğini gösteren bir simge oldu ve hala ela bu önemini koruyor. Muhafazakar anti-Castro lobisi işgal laflan mırıldanırken, Bush Küba'yı, arka bahçesinde evcilleştirilmiş ve itaatkar bir devletler şebekesi yaratmanın önündeki tek engel olarak görüyor. Granada, Nikaragua ve Panama'nın ardından Castro'nun devrilmesi Washington'la ABD emperyalizminin çok ihtiyaç duyduğu bir zafer olarak kutlanacaktır. Latin Amerika'la ela böylesi bir olay emperyalist bir zafer olarak algılanacaktır. Bu nedenle, sosyalistler emperyalizmin zaferine karşı tereddütsüzce harekete geçecekler, insan haklan ve piyasa demokrasisi söyleminin altındaki gerçek amaçları teşhir edeceklerdir."
Z Yayınları
Gen Patentlemek-Tanrı olma yolunda ilk yasal adım
Genetiği değiştirilmiş organizmalar üzerindeki ilk patent alma girişimi 1971'de General Electric'te çalışan mikrobiyolog Dr. Ananda Mohan Chakrabarty'ın 'yağı sindirebilen bir bakterisi ile başlar. Patent bürosu bu talebi 'yaşam formları patentlenemez' diyerek reddeder. GE ise yaşam formlarının tıpkı kimyasal ürünler gibi patentlenebileceğini savunur. Anayasa Mahkemesi dokuz yıl süren davayı, 1980'de patent hakkını Mohan'a vererek sonuçlandırır. Mahkemenin kararı, diğer canlılar üzerinde patent hakkı elde etmenin önünü açar. Bu kararla birlikte tohumların, şirketlerin mülkiyetine geçmesinin önündeki tüm engeller kalkmış olur. Artık on binlerce tohumun yanı sıra, insan ve hayvan genlerinin de patentleri bir bir Amerikan şirketlerinin eline geçmeye başlar. 1987'ye gelindiğinde ABD Patent Bürosu, genetik yapıları değiştirilmiş hayvanların da patent altına alınabileceğini açıklar. Bunun üzerine hayvanlar alemi de çokuluslu biyoteknoloji şirketlerinin eline geçer. Bugün çoğunluğu ABD'de olmak üzere biyoteknoloji alanında binlerce şirket faaliyet gösteriyor
Reklam
779 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.