Merhabalar... Size Türk Edebiyatı'ndan güzel bir kitapla geldim. #safvetiziya nın ilk romanı olan #salonköşelerinde , ilk olarak 1898'de Servet-i Fünun dergisinde sansürlenerek, tam hali ise 1912'de kitap olarak yayınlanmıştır. Otobiyografik bir eser olma özelliği de taşır zira yazarın salon usullerine, adab-ı muaşeret kurallarına ve kıyafet konusunda bilgisi kitabı adeta süslemistir.
.
Yabancı ailelerin içinde gerçekleşen salon davetlerinde bir Türk gencinin onlardan biriymiş gibi bu çevreye kabul görülmesi ve cemiyete uyumu akıcı bir anlatımla bize aktarılıyor. Bu salon davetlerinden birinde, Türk gencimiz Şekip'in İngiliz bir kıza hayranlık ile başlayan alakası dostluğa, daha sonra nefrete, en son olarak aşka dönüşüyor. Dönüşüyor ama bu kızın başlarda söylediği şu söz, daha sonra gencin alevlenen ve karşılık bulan aşkına bir set çekmek mecburiyetini doğuruyor. "Bana öyle geliyor ki bir erkeğin başka vazifeleri, başka emelleri, başka mesguliyetleri olmalı; bir erkek memleketinin, milletinin büyüklüğüne, şeref ve yükselmesine hizmet etmeli; insanlığa, insanlığın ihtiyaçlarına yardım edebilecek şeyler aramalı, bulmalı..."
.
Usul usul isgal edilmis bir vatanda, yabancıların Türklere ve Türklerin yabancılara bakış ve kabullenişinin, hazin bir aşkın üzerinden anlatıldığı bu klasiği ben sevdim. Hele o üst çevrede ki selamlaşmalarını ve salon sohbetlerini cok keyif alarak okudum. Kitabın başında Şekip'in aşkının neticesi beni cok hüzünlendirdi. Edebiyat sevenlere ivedilikle tavsiye ederim efendim.
