Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mehmet

Mehmet
@adiguzelmf
Okur, gezer..
250 syf.
·
Puan vermedi
güzel ve sürükleyiciydi
Evet beğendim. Simitçi adamın yardımı beni kitabı okumaya itti. Aslında adamda çoklu kişilik bozukluğu olmasıda finalde şaşırtıcı oldu. Ama keyifliydi:)
Tek Başına
Tek BaşınaVolkan Sönmez · 2022332 okunma
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
Tek Başına
Tek BaşınaVolkan Sönmez
7.4/10 · 332 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mehmet tekrar paylaştı.
ruhla bedenin birbirinden ayrılması için ille ölmek gerekmez. insan yaşarken de ruhuyla bedeni birbirinden ayrılabilir. ama asıl sorulması gereken soru, ruhla bedenin ölmeden birbirinden ayrılmasının mümkün olup olmadığı değil, bu ikisinin nasıl olup da tekrar birleşebildiğidir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Vay be
Güç budur Amon, öldürmeyi güç değil içimizin acısını dindirmektir.
Reklam
Hayatımızın ikinci bölümünde açığa vurduğumuz mizacımız, çoğunlukla öyle olsa bile, her zaman başlangıçtaki mizacımızın gelişmiş veya solmuş, güçlenmiş veya yumuşamış şekli değildir; bazen de tamamen zıt bir mizaç, adeta tersyüz edilmiş bir giysidir. Cottard, çekingen tavrı, aşırı utangaçlığı ve sevecenliğiyle, gençliği boyunca kendisine hayran olan Verdurin’lerin evi hariç her yerde, sürekli alaylara maruz kalmıştı. Kendisine buz gibi bir tavır takınmayı öğütleyen, acaba hangi hayırsever dostuydu? Edinmiş olduğu önemli mevki, bu tavrı takınmasını kolaylaştırdı.
Nasıl ilginç olsun? Suç işlemiş ama vicdan azabı çekmiyor. Ben olsam tersini yapardım. Kendi mahkûmumun öyküsünü anlatırdım. Namuslu bir ailenin çocuğu. İyi eğitim görmüş. Aşk. Kıskançlık. Tek bir nedene bağlı olmayan bir suç. Ayrıca pişmanlıklar, pişmanlıklar, bol bol pişmanlık. Fakat insanların yasaları acımasızdır: Ölmesi gerek. İşte bu noktada ölüm cezası sorununu işlerdim. İşte böyle!
Hayal kurmadan ya da baktığınız bir nesneye hayallerinizi katmadan –ki o sizden bir şey katmaktır– resim yapamazsınız belki. Yalnızca hayal kurarak bir tabloyu bitirmeniz ise imkânsızdır. Bir besteyi ya da sinema filmini de. Eninde sonunda hayal ettiğiniz sanat eserini ‘yapmanız’ gerekecek. Bir sanatçının dünyaya söyleyeceği sözü hayal etmesi yetmez. Söylemesi, onu gerçekleştirmesi gerekir. Uçsuz bucaksız hayallerinizi, kanınızı tutuşturan duygularınızı ancak o zaman bir ‘söz’e dönüştürmüş olursunuz. Bir romanla haykırırsınız dünyaya. Bir tiyatro oyunuyla. Picasso gibi Guernica adlı bir tabloyla. Ya da müthiş bir filmle.
Yolun neresinde olursanız olun, anlatmak için anlamak gerekir. Hayatı anlamak. İnsanları anlamak. Coğrafya parçalarını tanımak. Suyu, güneşi, ateşi duyumsamak. Ama anlamak için de yoklamak. Parmak uçlarınızla. Belki de yapınız gereği, gözleri açık, ateşin içine dalarak… Anlamak ve anlatmak, yolun başında olanlar için de çok önemli. Çünkü küçük hikâyeler ya da roman yazmaya heveslenen çocuklar ve gençler, edebiyat eserlerinin bütünüyle hayal ürünü olduğunu sanıyorlar.
Reklam
Kitaplar, yazarlarının hiç bilmediği, hiç gitmediği yerlere ulaşırlar. Sayfaları açıldığında, kanatları da açılmış olur çünkü.
Sayfa 1
374 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.