Beni affet
Kaybetmek için çok erken
Sevmek için de çok geç
Beni affet
Bir adım kalmalı geriye
Kırılmış şeylerin nihayetine
Yalnızlığın eşiğinde
Beni affet
Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde
Yağmurlar yağardı
Beni seni sevdiğim zaman bu şehirde
Ayrılık kurşun gibi ağırdı
Beni affet
Şiirler gözlerini
Şarkılar saçlarını söylemedi
Beni affet
Affetmek var ya, uyduruk bir şeydir, affetmek diye bir şey yoktur. Affetmek de özür dilemek gibi samimiyetsiz bir şeydir. Üstünlüğü ele geçirmek değildir affetmek, çirkinleşirsin affedince. Senden af bekleyenin dünyasına girersin. Onun benden özür dilemesi, üstelik bu özrümü kabul etmek zorundasın anlamına geliyordu. Sahtekarca hani, hiçbir samimiyeti olmayan bir özür. Onu affetseydim ben de aynı sahtekarlığı giyinecektim. Düşünsene, affetmediğim için ben suçlu olacağım. Dönüp ona, seni affetmediğim için beni affet diyeceğim neredeyse.
"Hatalı davrandım. Affet beni."
"Tabii, tabii, affediyorum," dedi sabırsızlıkla Martin.
"Ortada affedilecek bir şey yokken affetmek kolay. Affedilmeyi gerektirecek hiçbir şey yapmadın sen. İnsan içindeki ışığa göre hareket eder bundan ötesini kimse beceremez. Ben de iş bulamadığım için senden af dileyebilirim."
Sayfa 459 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Hatalı davrandım. Affet beni."
"Tabii, tabii, affediyorum," dedi sabırsızlıkla Martin.
"Ortada affedilecek bir şey yokken affetmek kolay. Affedilmeyi gerektirecek hiçbir şey yapmadın sen. İnsan içindeki ışığa göre hareket eder bundan ötesini kimse beceremez. Ben de iş bulamadığım için senden af dileyebilirim."
Kusurluyum,günahtan daralmış kalbim,aciz pişmanlıkla sana yöneldim.Mevlam bir deri ve kemikten olan bu kulun zayıftır öyle ki rüzgarda üşür,güneşte bunalır,bir sinek ısırıgından yanar canım.Kudret güç sendedir.sen yardım etmez isen nasıl su dahi içemezken.gaflete düşüp haddi aşan bu kulunu affetmessen zayıf aciz olan bu kulunu öfkenden kim kurtarabilir.heryer senin nereye kaçabilir.cezalandırmak da affetmekte senindir.Benim Rabbim sensin ve ancak senden af dilerim.affetmek şanındandır öyleyse beni affet.
Dağ rüzgarı affetsede kırılmıştır bir kez ama dostluk her yarayı sarar kırıkları sevgiyle sarmalar dostlukla sarılan kırık dallar bir gün canlanır hiç kırılmamış gibi çiçek açar affetmek büyüklüktür kalbin ne kadar büyükse o kadar çok af sığar içine küslük zehirse sevmek şifadır
Sen sev sevgi açılmaz dediğin kapıları açar aşılmıyacak yol kapanmayacak yol yoktur iki gönül arasında yeterki sen umudunu kesme
Sevmek o yıkılmaz sandığın inadı yıkar taş kesildiğini sandığın kalbini sarıp sarmalar yeter ki sen sev yeter ki affet kırıldığı sandığın dalların bir gün elbet çiçeklenir aşılamaz sandığın yollar birgün elbet biter sen yeter ki
UMUT ET
“Yeter artık, yorma kafanı. Hadi yeniden başlayalım. Şu anda. Seni hep sevdim. Annemin isteklerine karşı çıkamayacak kadar zayıf olduğumu kabul ediyorum. Yapmamalıydım. Ama senin de insanlığın hataları ve zaafları konusunda engin bir bağışlayıcılıkla konuştuğunu çok dinledim. O bağışlayıcılığı bana da göster. Hatalı davrandım. Affet beni.”
“Tabii, tabii, affediyorum,” dedi sabırsızlıkla Martin. “Ortada affedilecek bir
şey yokken affetmek kolay. Affedilmeyi gerektirecek hiçbir şey yapmadın sen. İnsan içindeki ışığa göre hareket eder, bundan ötesini kimse beceremez. Ben de iş bulmadığım için senden af dileyebilirim.”
“Ben iyi niyetle söylüyordum,” diye itiraz etti Ruth. “Biliyorsun ki seni
sevmeseydim niyetim de iyi olmazdı.”
“Doğru ama o iyi niyetinle mahvedebilirdin beni.”
Affetmek; bireyin kendini incitmiş bir kişiye karşı, bilinçaltında beklettiği öfke kin ve nefret duygularını bırakmasıdır. Af bırakmaktır. Affetme sırasında bırakılacak olan şey, incinmişlik duygusudur.