Dört anlaşma Toltek bilgeliği öğretisidir.
Toltek kelimesi bilgi yolunda olan kadın ve erkek anlamına gelir. Bu kadim öğreti bir inanç sistemine ait değildir. Toltekler yaşam sanatı uygulayıcılarıdır.
Toltek yaşam sanatı dinlemeyi bilirsek su, toprak, rüzgar,hava,ağaç ve hayvanlardan çok şey öğrenebileceğimizi söyler.
Don Miguel Ruiz (kitabın yazarı olur kendisi) der ki:
Zihnimizde depoladığımız inançların %95’i yalandır ve biz bu yalanlara inandığımız için acı çekiyoruz.
Hepimiz bir rüyada yaşıyoruz! Bu rüyadan çıkıp kolektif bilinçten özgürleşerek dört yeni anlaşma ile karşılaşırız.
Kolektif bilinç mi? o ne yahu? şu:
Biz çocukken herkesin bize kabul ettirdiği kurallara alıştırılırız hatta bu kuralları kabul ederek anlaşmamıza dahil ettiğimizde ödüllendiriliriz.
Karşı geldiğimizde cezalandırılırız.
Artık onay beklemeyi öğrenen bireyler oluruz.
Bu süreçte başkalarını da yargılayan evcileşmiş bireyler olup çıkarız. Kusurlu olduğumuza o kadar inanırız ki; kendimizi cezalandırır ve kolektif bilincin bize sunduğu anlaşmaları kabul ederiz. Toplum bize ne yapıp yapamayacağımızı söyler biz de bu anlaşmayı yaparız.
Yazarın çok enteresan bir saptaması daha var "mağdur" olmak üzerine:
Kararları alan bir parçamız var ve "mağdur rolü" oynamayı çok seviyor. Kurban suçu ve utancı taşıyor: “Zavallı ben! yeterince iyi değilim, yeterince zeki değilim, yeterince çekici değilim, sevgiye layık değilim, fakirim!” diyen parçamız. İçimizdeki büyük yargıç da kabul ediyor ve “Evet, yeterince iyi değilsin” diyor..