Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
84 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
"Her hikâyenin ruhu vardır. O ruha kalp gözü ile erişilir. Açın kalbinizin gözünü, açın ki dünya güzelleşsin açınki dünyanız güzelleşsin." Ne kadar güzel bir alıntı değil mi sevgili kitap dostlarım. Aslında  Bahar Önen Büke bu alıntı da tam olarak kitabın içindeki şiirlere dair kısa bir özet geçmiş gibi. Gözlemlemiş ve gözlemlediklerinin şiirini yazmış Bahar Hanım. Kalbinden süzülüp, kaleminden satırlara damlayıp, duygu yüklü şiirler olmuş kelimeleri.... "Yalnızlık ruhunuzun bakımıdır, bakımınızı ihmal etmeyiniz." "Bekleyişler, aah ah bu bekleyişlerim Bak tutuyor işte tek tek sensizliğin envanterini Asudeye bürünmüş yüreğimin Aslında akıbetini de peşin peşin bildiğim Kâle almayan yüreğinle Kalbimin tam orta yerine bağdaş kurup oturuşunu sevdim." "Yağmur düşüyor şehrin sisli, puslu sokaklarına Ve siyah mantolu bir kadın sokaklarda bir başına Rüzgâr okşuyor saçlarını, yürürken kaldırımda Gözlerinden yaşlar süzülüyor, öpüyor yanaklarını Arada titreyen elleriyle silse de Gözleri oldukça ısrarlı Dindiremiyor acısını Ne saçını okşayan rüzgâr, ne yanaklarını öpen gözyaşı "
Siyah Mantolu Kadın
Siyah Mantolu KadınBahar Önen Büke · Ange Yayınları · 20221 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Toprak Ana! İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
Savaş... Hayatım boyunca nefret ettim. Hiç sevmiyorum bu ismi. İsmini duyunca bile ürküyorum. Her şeyi darmaduman, alt üst eden o kahrolası Savaş. Savaş, her şeyi elimizden alıp götürüyor. Geriye acı kalıyor sadece acı. Tutunacak bir dal arıyoruz onu da buluyor muyuz? Sanmıyorum. Bedel ödeyen taraf neden kadınlar ve çocuklar oluyor? En masumu olan
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Umutsuz Bekleyiş
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana romanında erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntıları anlatıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; Savaş. CENGİZ AYTMATOV, o her zamanki berrak ve akıcı üslûbuyla bizleri, adeta insanları öğütür gibi harcayan savaş düzeneğinin yarattığı trajidilerle sarsıyor. Ah Tolgonay seninle beraber bende sürekli bir bekleyiş içindeydim, çevirdiğim her sayfayı umutla bekledim adeta. Her geçen gün bir kez daha şaşırmam normalmi? Çünkü bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum. BAYILDIM:)
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın kapağı ne denli sempatik olsa da içeriği biraz ah yalan dünya. Olumsuz kelimelerin illa olumsuz anlamları olmasına gerek yok. Bazen birkaç olumsuz olumluluğu doğurur. Varmak istediğim nokta şu aslında, hani böyle tasvir edemediğimiz anlık duygularımız olur ama işin içinden çıkmak için de birine anlatmak isteriz. Ha işte onu sağolsun yazarımız , biz anlatmadan kendisi bizimle sohbet etmek için farklı anları kısa anlatımlarla kaleme almış. Başta önyargılıydım. Heralde beni depresif yapacak sandım ama biraz daha sakin ve duygusal anımda okumaya devam edince olumsuz seylerden olumlu yanlarını görmemize yaradığını anladım. İçeriğinde de ne ararsan var hem hikaye hem şiir hem illüstrasyonlar. Bence bu klasik kişisel kitaplardan ziyade seni anlayan bir dostla muhabbet havasında. Ama sonunda dediği gibi seni iyileştirmeyi vaat etmeyen bir kitap :) Çünkü o kişinin kendindeki iyiliği beslemesi ile alakalı. Beğendiğim kısımlarından biriyle bitireyim o vakit : - Çok uzun bir yol var önünde. Sonsuz kaybedişler, bitmeyen bekleyişler, nereye varacağı belirsiz yürüyüşler var. Bir de güzel günler var. O günlerin bir gün geleceğine dair inancın var.İnancın olmalı, hep olmalı. Gökyüzünün maviliğine dalıp gidebilmek de kazanmaktır. Her yenilgiye başka bir hayal ile direnmek de kazanmaktır. Beklenen gelmese de gelecek olan elbette vardır. Ve yürümek, birileri çelme atarken yürümek daha anlamlıdır. Acılara da izin ver, onlar da aksın, varacağı yere varsın. Kulak ver Mevlana'ya. Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni maviliğe taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Pandalar Uçabilir
Pandalar UçabilirCaner Yaman · Hayy Kitap · 2020744 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ah Toprak Ana.. Ah Tolganay... Aliman ve Canbolat... Diyeceklerim bu kadar... Ve diğerleri... Savaş yüzünden bütün erkeklerin yitirilmesi, boşa çıkan umutlar... Açlık, sefalet, cepheden gelen ölüm haberleri... Umutsuz bekleyişler... Zamansız ayrılık ve gözyaşı...
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
276 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Hayatımda ilk defa yarına ümitle bakıyorum, içimden bir ses durmadan, “Bir gün her şey düzelecek,” diyor. Evet; bir gün her şey düzelecek, buna inanıyorum artık. Bu dev çaresizlikler, bu kahırlı özlemler bir gün yerlerini mutlu bir beraberliğe bırakacaklar. Ah Ümit Yaşar keşke seninle daha önce tanışsaydım. Seninle aşık oldum, seninle terk edildim, terk ettim ve umutlu bekleyişler içerisine girdim. Aşık olduğun kadınlara aşık ettin beni. Senin gözünden aşk ne de güzel şeymiş. Öyle yoğun duyguları hissettirdin ki bana duygularımı ifade etmeme yardımcı oldun. İçimde nice birikmiş her şeyi yazıya dökmüşsün, tercüman olmuşsun. Yazarım diline gelecek olursak sade ve akıcı bir dil kullandı. Okurken akıyor resmen ama ben sindire sindire okumak istedim. Çünkü asla bitirmek istemediğim bir kitaptı ama bitti o da her şey gibi. Keyifli okumalar:)
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20217bin okunma
Reklam
163 syf.
10/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
(spoiler içerir) ah raif! ah maria puder! yaşıyormuş gibi yaptığınız koskoca ömrünüzdeki o kısacık aşk... aranızdaki mesafelere rağmen devam eden o kısacık ama imrenilesi aşk... kitapta her şey o kadar mükemmel anlatılmış ki tek bir yoruma bile gerek yok. ama bu kitap hakkında bir şeyler yazmasam okurken geçirdiğim saatlere ihanet etmiş gibi hissedeceğim. aslında sabahattin ali, kitabın ilk sayfalarında 'dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!..' diyerek bize o sıradan ve ruhsuz görünen raif efendi'nin ruhunun güzelliğini göstermiş bize. gençlik yıllarında insanlardan beklentisi olmayan, kendini kitaplarda bulmuş biri raif efendi. böyle biriyken görüyor kürk mantolu madonnasını. o portrenin büyüsüne o kadar kapılıyor ki portreyi izlemeye gittiği her günde maira puder'in yanında olduğunu bile fark edemiyor. uzun süreli arayışlar, bekleyişler sonunda tanışıyor ruhunu bulduğu kadınla ve yaşadığını hissetmeye başlıyor. dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, kendisinin bir de ruhu olduğunu öğreniyor maira puder ile birlikteyken. fakat bazı zorundalıklar, araya giren mesafeler ve mektupların kesilmesi sonucunda raif efendi yine dönüyor eski beklentisiz, ruhsuz haline. ve sadece yaşıyor. hissetmeden...
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021316bin okunma
107 syf.
10/10 puan verdi
Spoiler içerir Gamze Güller'in son kitabı "Durmuş Saatler Dükkanı" ilk hikayesi ile okuyucuyu eşikte bekletiyor biraz, sonra teker teker içeriye alıyor. İlk girenler şanslı. Gelenleri tek tek görebiliyorlar.Kimler kimler var içeride, söylesem inanamazsınız. Ben nereden mi biliyorum.Çünkü kapı benim, hatta eşik de. Şu köşede ayakta
Durmuş Saatler Dükkânı
Durmuş Saatler DükkânıGamze Güller · İletişim Yayınları · 2020112 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
80 günde okudu
Bir Manifesto Olarak: Tutunamayanlar
‘’Selim öldü. Selimlik de ölmüştür.’’ Ve her başlangıç, taze bir yaşamla ortaya çıkarken, Bir ölümden doğdu bu roman. Bu ölümle doğuşun sebebi, Atay’ın her daim üzerinde düşündüğü ve ölene dek de bundan vazgeçemediği (yarım kalan kitabı, bazılarımız için hala kabuk bağlamaz bir yaradır) bir kavramdı. Bu kavram, bizzat Atay’ın da ifade ettiği
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062bin okunma