Bin sayfa da olsa, şu minicik kitabın yarattığı etkinin kıyısından geçemeyecek bir sürü kitap vardır zannımca.
Ah Barış, hapishanede annesinin cezasına ortak olmuş Barış, annesinin tutsaklığını paylaşmış. Paylaşmanın, düşünmenin, okumanın sakıncalı olduğu bir dönemde hem de. Kitapların cezalandırıldığı, uçurtmaların vurulduğu bir dönem.
Kendisine veda etmeden giden İnci'ye, gönderdiği mektuplarda anlatmış Barış, çocuk gözüyle hapishane hayatını.
Onun bakış açısını öyle içten öyle abartısız yansıtmış ki yazar, Barış'ın masumluğu, olaylar karşısındaki saf ve çocuksu yorumları ciğer bırakmadı bende. Filmini boğazımda bir düğüm, gözlerim dolu dolu izlerdim, kitabı okurken de aynı duyguları yaşadım, benim de saçlarım ıslandı Barış!