Hayatta bir şeylerin savaşını vermemiş insanlar
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." diyordu bence. Ta ki yılanın kuyruğu kendilerine dolanana kadar...
Sizin koğuşa yeni biri geldi. Kitap okuduğu için getirmişler. Hani kitap okumak güzeldi? Ben buradan çıkınca kitap okursam beni yine getirirler mi? Ben de o zaman kitap okumam.
“Sen niye buradasın?” diye sordum Nevin’e.
O da halkını sevdiği için buradaymış. Ben büyüyünce halkımı hiç sevmeyeceğim. Halkını sevenler hep kafese giriyor.
Küçük, masum bir yürekten dökülen sözcükler eşliğinde su misali akan bir eser.
Barış annesinden ayrı kalmamak için parmaklıklar ardında zor koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışan minik, meraklı, sorgulayan masum bir çocuk.
Eser Barış' ın kısa süre önce tahliye olan İnci adında arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşuyor.
İnci'ye hasret , hiç tatmadığı özgür yaşama hasret Barış' ın minik yüreği #226869621 İnci'ye yazdığı bir mektupta duygulandıran sorularıyla hüzne boğuldum çoğu kez okurken.
Özellikle #226878309 burda geçen diyalog yüreğime dokundu.
Ah Barış, keşke bütün çocuklar eşit, demokratik şartlar altında mutlu bir şekilde yetiştirilse, canları isteyince pasta yiyebilse, ne çocuklar vurulsa ne kuşlar ne de uçurtmalar.
Hiçbir zaman çözemiyoruz bu zamanın içindeki eşsiz bilmeceyi. Var olamıyoruz kendi benliğimizle hep eksik hep telaşlı. Zamanın kısalığından dem vuruyoruz. Ama bu kısa zamanı savuruyoruz hesapsızca. Tutamıyoruz bir yerlerden. Hayatın içinde mutluluk gizemini arıyoruz. Peki gerçekten hiç bulabilen oldu mu? Bilemiyorum ama hep bir arayış içinde olacağız.
Ah bu kitap beni bittirdi. Kitabı bitirdiğimde içimden bir şeyler koptu sanki. Arayışta olan, kaçan Feride ben miydim? Çünkü her satırda içim parçalandı. Kitabı okuyan biri değilde Feride'nin yaşadıklarını, hissettiklerini kendim yaşıyordum sanki.
Bu öyle bir eser ki pamuklara sarıp, saklayıp koruyasım geliyor. Öylesine güzel öylesine muhteşem ki...
Bir kere zengin değilim... işittiğime göre zengin olmayan kıza pek iltifat eden olmazmış... Sonra güzelliğim de yok... Bana sorarsanız bu, fukuralıktan daha büyük bir kusur...
Daha önce 12 yaşında okuduğum bu eser benim romanla olan ilk tanışmamdır. O yaşta bile beni oldukça etkisi altına almasına rağmen şimdi, 14 yıl sonra yeniden okuduğumda fark ettim ki hatırladığımdan bile daha eşsiz bir romanmış. Sayfalar fark etmeden elimin altından kayıp giderken okuduğum her cümle adeta kalbime işledi. Sanırım hayatım boyunca