ufak tebessümler ile taş, duvar
ve sanki hiç doğmamış kadar
geçimsiz bir sonbahar kadını
biz kırk metrekareye dört kişi sığdık
zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain
şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte
kocakarı çeyizlerinden
kımıldaması zor geliyor
hangi kolum ulaşmak istese yahut
hangi ruhun
Yeniden okudum, ilk okuduğumdan daha çok keyif aldım bu okumada. Beş yıl öğretmenlik yaptığım, Rıfat İlgaz 'ın romanlarında anlattığı sokaklarında gezdiğim, ağaçlarına tırmandığım, kızımı doğurduğum Cide 'nin benim için çok büyük önrmi var. O nedenle kitabın Cide ile ilgili son bölümünü buraya almak istedim.
CİDE KlYlLARlNDA
Motun'un çelik elleriyle kurulan Türk ordusu 2200 yıldır, kanatlanmış atlarıyla doğudan batıya doğru akıp durmuştur. Kaşgarlı'nın "kuş kanatın er atın" (kuş kanadıyla er atıyla) dediği erler bu ordunun erleridir. Yahya Kemal'in "bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"
İnsan etini keserken incecik bir çığlık atıyordu ji- let, tarifi mümkün değildi, ses o zaman keskin oluyordu, insa- nın soluğunu boğuyordu.
Sıcak...
.
.
"Ölüme duyduğun şu coşkuyu, yaşama neden duymuyorsun Salih? Çoktan ölüp kendini yaşayanlar mezarlığına gömdüğün için mi yoksa yaşarken ölüp haberi olmayanlardan olduğun için mi?"
.
.
"BAĞ FÂNİ, BAĞLAR BÂKİ"
Hayat; beden gözünün maddede gördüğü değil; gönül gözünün görmeyi istediği derinlik kadardı."
"Anılması güzel olan bir söz olmaya bak çünkü insan kendisi hakkında söylenecek güzel sözlerden ibarettir." der Mevlana.
Bir söz, bir iz, bir kitap, bir eser bırakan ne mutludurki ölümsüzdür. Asıl olan
Sultanahmet meydanına kurduğu İstanbul Hatırası panosunun onu de gelip geçenin resmini çekerek hayatını kazanan, ortayaşı da aşmak üzere olan Haşmet, tam bir İstanbul aşığıdır.
Son Osmanlı Padişahının ibrikçibaşının (!) torunu olan Galatasaray mevzunu Haşmet, Boğaziçi kıyısında yaşar. Hayır, bir yalıda değil, vaktiyle ailesine ait olan bir yalının geceki duya dönüşmüş harap müştemilatında !...
İnsan bol
iskan bol
lisan bol
mizah bol
yol bol
durak bol
karmaşa bol
gel bir de
düzen bul
aş bul
para bul
nizam bul
ihtimam bul
ah bir de
güzel İstanbul
REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ÇALIKUŞU ROMANINDA
ANA İZLEKLER
GİRİŞ
Reşat Nuri Güntekin, Millî Edebiyat Dönemi ve onu takip eden Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerindendir. Çalıkuşu adlı eseri 1922’de tefrika edilmeye başlanıp 1925’te kitap olarak yayımlanan, 1937’de büyük
Her yere yetişilir
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla
Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet abim benim
Rafi Bey’le, meyve pazarında oturuyorduk. Yakındaki camiden çıkan çocuklara uzun uzun bakınca gayriihtiyari bu durumu sordum. Tanıdık birini aradığını zannetmiştim. Birkaç günlük beraberliğin ve yarenliğin verdiği samimiyetle sebebini sordum. Konunun biraz uzun olduğunu, başka zaman anlatmak istediğini söyledi. Hava sıcak, yer dinlenmek için