Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Hey güzeller cümlenize kırgınım kırgınım Gözüm çıksın ölesiye dargınım dargınım İnsan gelir bir sarılır bir öper bir öper hey bir öper bir öper.. Bilirsiniz her güzele vurgunum vurgunum hey vurgunum vurgunum.. Nerede o akıllı kız nerede nerede? Aklı olsa yıkanırdı dere de dere de.. O güzelin yıkandığı derenin derenin ah derenin.. Tüm suyunu içerim bir kere de bir kere de içerim bir kere de..
Reklam
“Ah, siz insan sarrafları, kendinizi daha iyi tanıyın.”
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Karşı Evin Annesi
Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi. İmrenirdim... Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına... Bilmezdim anne, Karşı evin babasında bitermiş iş; Bunu görmezdim. Hep başın ağrırdı... Başın, hep ağrırdı... Sırf bu yüzden
İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der.
Günaydın. İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok. Pierre Loti de demiştir: "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık." Yine koşulur sevgili okur. Ne yapıldıysa ne söylendiyse yine yapılır yine söylenir. Bizi tutan, bize mani olan nedir ki? Var olun.
Reklam
Günaydın. İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok. Pierre Loti de demiştir: "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık." Yine koşulur sevgili okur. Ne yapıldıysa ne söylendiyse yine yapılır yine söylenir. Bizi tutan, bize mani olan nedir ki? Var olun.
Günaydın. İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok.
Günaydın. İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok. Pierre Loti de demiştir: "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık." Yine koşulur sevgili okur. Ne yapıldıysa ne söylendiyse yine yapılır yine söylenir. Bizi tutan, bize mani olan nedir ki? Var olun
Günaydın
İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok. "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık."
Pierre Loti
Pierre Loti
Yine koşulur sevgili okur. Ne yapıldıysa ne söylendiyse yine yapılır yine söylenir. Bizi tutan, bize mani olan nedir ki? 🪷💫
Reklam
Biryudumkitap
İnsan yaşı kaça dayanmış olursa olsun, ne kadar "daha çok gençsin" denirse densin, geçmişe bazen bakıp bir ah der. Çağlar boyu olmuştur bu. Pişmanlık gibi değil de, hasret gibidir daha çok. Pierre Loti de demiştir: "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık." Yine koşulur.Ne yapıldıysa ne söylendiyse yine yapılır yine söylenir. Bizi tutan, bize mani olan nedir ki?
Çık ve gel fahişe yataklarından Sıkıntılarla boğuşmaktan ve Kahretmekten kendini kop gel, vazgeç. Bu zaman, ah bu zaman; kimleri yendi toprağında. Zannedilmezdi, vazgeçmek öyle ansızın, olmaz; Zannedilirdi, bağlı kalacak her insan, evine, vatanına Zannedilmesin, her kötü diri ve dinç kalır; Zapt edilmez, dinlenir önce kapkara toprak, ardından yutar ve içer tenimizi bir hamlede Kalakalırız, tutunamayacağımız dallarda, fayda vermeyen hamlelerde Sancılar çeker, boğuşup paramparça oluruz. Bu gövdeler, bak bu gövdelere, tenini reddeder, etini, ruhunu Yaşamışlık keşmekeşini elleriyle iter... Bu yaşam, bir çeşit ıstırap anaforu; gecelerden tütüyor esrar, Gözlerim uykuyu arıyor, başımda dertlerden kakofoni Üstüm başım ter içinde, zannedilir, bitmeyecek derdim, ıstırabım; Tutun da kaldırın cenazemi, zindanlarda ölüyorum ey! Bari bu işe yarayın, toplu mezarların sahipleri, ruhsuz ve vicdansız insanlar!
Sümmânî âh edip sararıp solma Gelen Mevlâ’dandır kimseden bilme Sevilen bir yere çok gidip gelme Kesilir muhabbet itibâr olmaz
Ah
Eğer bir erkek hayatınıza “ah” ile geliyorsa onu geri gönderin. Size de aynı şeyleri yaşatacaktır. Bataklıktan çiçek çıkmaz.
Papatya yakamoz-5
Günler, haftalar, aylar geçiyor, zaman su misali akıp gidiyordu. Yakamoz, kalbindeki sızıyı bir türlü dindiremiyordu. Kendinden kaçıyor, çevresinden kaçıyor, kendini kaybettiği bu şehirde Papatyasını arıyordu. Bir türlü bastıramıyordu içindeki yarayı. Hoş, bu yaranın tek ilacı da zaten papatyaydı, gerisi onu unutması için birer uyuşturucuydu. Çok değişmişti Yakamoz. Sevda onu çok değiştirmişti. Eski sert, ketum Yakamoz yerini yumuşak ve duygusal bir adama bırakmıştı. Eskiden çiçekleri ezer geçerdi, şimdi basmamak için tek tek yürür hale gelmişti. Eskiden gözyaşı bilmezdi, şimdi ise kurumazdı gözlerinin nemi... İnsan sevince güzelleşir diye boşuna dememişler, bunu çok iyi anladı Yakamoz. Çoğu zaman gökyüzüne bakıyor: 'Ne zaman geleceksin masum meleğim?' diye ağlıyordu Öyle bir sevmişti ki, bu bağlılık ya onu papatyaya kavuşturacak ya da yalnız başına ölecekti. Geceler daha anlamlı gelmeye başlamıştı Yakamoz'a. Artık her şeyde bir mana görüyordu, nereye baksa, ne dinlese, her şey Papatyayı anımsatıyordu. 'Ah,' dedi Yakamoz, 'dertli Yakamoz, bu kadar sevgiyi kaldırır mı hiç Yüreğin? bu kadar hasreti kaldırır mı Gökyüzü en iyisi hiç düşünmemekti, mümkünse tabii...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.