Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
♡♡♡♡ O zamanların elit ve şımarık çocuğu ben, birisini gördüm pazarda... Gerçekten ve gerçekten o dilenci degildi, çalışamayacak kadar fiziken mağdurdu. "Acaba birileri bir iki lokmalık birşeyler verirde, çocuklarıma götürebilirmiyim" ümidi ile yanaştığı tezgahlarda pazarcıların gözlerine bakıyor, yüz bulamayınca sanki içi ağlar gibi
YUNAN MİTOLOJİSİ OKUMA SERÜVENİ
Miraba arkadaşlar kanalıma hojgeldiniz sjsjsjsj. Şaka şaka benim bir kanalım yok, sadece bu cümleyi kurmayı seviyorum o kadar. Yine de merhaba, serüvenimize hojjjgeldiniz. Biz;
scheherazade
scheherazade
ve ben aşağı yukarı bir buçuk senedir mitoloji, dokuz aydır da Yunan Mitolojisi okuyoruz. Geçen pazar günkü buluşmamızla birlikte, alnımızın akıyla Yunan
Reklam
Dum Ka Ka
Gözlerini açtı, havadaydı. Daha önce hissetmediği kadar özgür. Rüzgâr da var ama hafiften. Sürüklüyor biraz, içgüdüsel bir hareket yaptı. Sarı siyah bir şeyler gürültülü bir şekilde ileri geri hareket etti hızlıca, çırpındı. Çırptı, evet kanat çırptı, kanatları vardı – havadaydı bir şekilde, böyle bir şey olacağını düşünmeliydi. Büyüklerdi,
Ben yaşlarını almış atalarımızdan geçmişte yaşanan hikayelerini dinlemeyi çok severim. Eskiden neler olmuş, neler yaşanmış her biri onlarla birlikte toprak oluyor ne yazık ki.. İşte bu yüzden hep dinler, aklıma zihnime kaydederim her bir kelamlarını. Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Emin olun geçmişte neler olup bittiyse, bugün değişik
SOKRATES MUSTAFA
Aralık Ayı Öykü Etkinliği #146342180 SOKRATES MUSTAFA Bir varmış bir yokmuş. Diyarbakır’da Sokrates Mustafa adında bir adam yaşarmış. Mustafa’ya Sokrates denmesinin bir sebebi varmış. Mustafa, çocukken diğer çocuklardan çok farklıymış. Herkes oyun oynarken o sadece kitap okurmuş. Akranlarına göre çok akıllı bir
Ahh şu bitap düşmüş bedenim ve en çok da yara almış kalbim! Her zamanki günden biraz daha fazla korkar hale geldin.Yeniden aynı acıyı yaşamaktan,ölmeden önce ölmenin ne demek olduğunu yaşamaktan, korktun.Ne zormuş Rabbim,bir kere kırıldığımız ve üzüldüğümüz zaman yeniden eskisi gibi olamayacağını sanıyoruz. Yüreğimizin umut dallarını kırıp geçen rüzgarlara küser hâle geldik.Biri gelip, tekrar incitmesin diye kaçıyoruz tüm insanlardan. Yeniden umut etmekten korkmaya başlıyoruz.Ama biliyor musun ne kadar kaçsanda umut kırıldığı yerden yeşerirmiş.İnsan yeniden sever, yeniden umut eder ve yeniden hiçbir şey olmamış gibi gülümsemeye başlar. Aradan yıllar geçer, sancılar diner, gözyaşı yerini tebessümlere bırakırmış.Gidenlerin açtığı yaralar birer birer sarılır, umutlar kırıldığı yerden yeniden yeşerir. Zamanla elimizdeki umudu değerli kılan ve mutluluğa daha sıkı sarılmamızı sağlayan yolun; acıyı tatmaktan geçtiğini anlarız.
Reklam
Telaş içinde yitip gidiyoruz. Ahh Brooks...
"Sevgili dostlarım, dışarıda her şeyin nasıl hızlı hareket ettiğine inanamıyorum. Küçükken bir araba görmüştüm, ama şimdi her yerdeler. Dünya çok telaşlı bir hâl almış... " |Esaretin Bedeli|
Üç gerçek biliyorum, Ama demem; Yohh yohh demem..! Ateş, sen beri gel! Er kişi niyetine Nasıl da kıldınız namazımı? Oysa ben hala diriydim, Bilemediniz nazımı niyazımı...
Kaçamadım ben sevdandan Gece gündüz gözlendiğim Adım adım izlendiğim Bir ormandı gizlendiğim Kaçamadım ben sevdandan Gözümün önünde yüzün
Reklam
68 Kuşağı
68 kuşağı ile ilgili ne okusam doymuyorum, o hareketli zamanlar, ülke sevdalısı gençlerin ortaya koyduğu yaşamlar kısacık olmasına rağmen dünyamı dolduruyor, Mahirler, Ulaşlar, Denizler içimizi acıtıyor.yazar her zaman ki gibi akıcı ve naif bir anlatım tarzıyla kaleme almış kitabı,.Hem bir döneme ışık tutması hem de iç ısıtan aşk bir aşk hikayesi olması okuru kitabın içine çekmiş. Şaşırtmamış yine başarısını ortaya koymuş. Bu kitabı bitirince canım bir Vedat Türkali kitabı okumak istedi. Ahh yarabbim keşke Bir Gün Tek Başına’yı okumamış olsaydım dedim
Ben yaşlarını almış atalarımızdan geçmişte yaşanan hikayelerini dinlemeyi çok severim. Eskiden neler olmuş, neler yaşanmış her biri onlarla birlikte toprak oluyor ne yazık ki.. İşte bu yüzden hep dinler, aklıma zihnime kaydederim her bir kelamlarını. Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Emin olun geçmişte neler olup bittiyse, bugün değişik
EYLÜL Pusula her yönü bulmaya muktedir, Ama acının sarmaşığı sardımı, her çehreye dolanır. Şu yüzden veyahut bu yüzden *bu ve şu'lar hep senin cisminden*. Göçmen kuşları eşsiz ve yavrusuz bir şekilde güneşi karşılarına almış, onları önünde sürüp tüylerini yolan fırtınanın istilacı kovalamacası eşliğinde şuursuzca batıya doğru ilerliyorlar. Bu pusulanın göstergesinde doğu yok sevgilim. Gün batımlarının her biri gidişinin guguklu saati, Ahh şu batnımı yararcasına mideme giren kramp sen nesin? Ağustosun ahvalinden bi-haber, gebesi olduğu menhusun doğum sancısı mı? Göğüs kafesimde çırpınıp sıfatını yitiren organ nedir? bu, üstündeki karadan daha kara acıdan gömlek? Memnun edilme dürtüsü/duygusunu bosvermiş Sadece memnun etme çabasındasın. İşlemez bu yiğitliğin Kimsenin sevildiğinden emin olmadığı bu dünyada, Nedir Güneş'e doğru anka gibi çırpınışın. #Poyraz
İnsanlar artık hayatında ki her şeyi malıyla , ailesiyle , çocuğuyla , eğitimiyle , yedikleriyle hava atmak , göz önünde bulunmak için yapıyor . Sosyal medya olmasa restorana belki ayda bir defa gidecek , cafe de içtiği kahveyi belki hiç içmeyecek . Maksat falan kişi beni şurada bilsin .. Aaa bizim şey var ya o bugün burada yemek yemiş , şununla buluşmuş ne için buluştular acaba demelerini sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapma peşindeler . Sosyal medya olmasa pijamasıyla evde oturacak olanlar sergi için günde kaç kere kıyafet değiştiriyor .. Maksat popüler olmak . Ne çok kıyafeti var diye konuşulmak . Dahası eşiyle hava atanlar . Bana çiçek almış , bana sürpriz yaptı , hastayım diye bana bitki çayı yapmış canımın içi . Ahh ne kadar zavallıca . Bitki çayı yapmış Allah razı olsun ne iyi eş mi diyelim . Özeliniz kalsın kendinize . Bırakın mutlu olun , yemek yiyin , gezin görün ama bunu Billboard gibi sergilemeyin . Ne derler eskiler ; yediğin , içtiğin senin olsun bize gördüklerini anlat . Yediğini bir başkası görürse bu hastalığa sebeptir . Yiyen var yemeyen var . Veya o anda imrenip alma fırsatı olmayan . Alimlerden biri bir meyve alacağı zaman arkalardan alırmış biri imrenip alamadıysa onun gözü o meyvede kalmıştır hastalık olur diye . Yediklerinizin fotoğrafını değil kendisini paylaşın bu sizi daha mutlu eder belki . Deneyin . Mutlu insanları görüpte Allahım bana da böyle bir eş , böyle bir mutluluk nasip et demeyin . İşin görünmeyen kısmı var . Mutlu gözüküp aniden boşanan çok kişi var !
Anladım ki ben bu dünyayı hafife almışım Meğer ne çok yanılmışım Şiirden uzaklaşınca kendimi unutmuşum Ahh, halbuki insan en çok kendi olabilmeli Şimdi açtım gözlerimin çeşmesini bozan müziğimi Sanki her şey haykırıyor! Kendimi, kendim olmaya adamam gerektiğini İçimden bir ses bana, Ne olursa olsun Kaldır başını, dik dur ve gülümse diyor Ve bunu, bu telkinini her unuttuşumda yılmadan yapıyor Böylece ruhum bir kuşun kanatlarında uçabilecek kadar hafifliyor Hayatın yılmadan getireceği zorluklara göğüs gerebilecek cesareti buluyorum Bu kısır döngü beni mahvediyor ama, Yeniden dünyayı hafife almış oluyorum... #şiiremeftun
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.