Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bursa, Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahiptir denebilir. Bu hakikati gayet iyi gören ve anlayan Evliya Çelebi, Bursa'dan bahsederken "ruhaniyetli bir şehirdir" der.
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli
Reklam
Bu derslerin ve öğretmenlerin öğrencisi olmak vardı…
Geliyorum derslere ve öğretmenlere: Felsefe ve Mesalik-i Felsefe : Ziya Gökalp İçtimaiyat (Toplumbilim) : Ziya Gökalp Tarih-i Terbiye : Nafi Atuf Kansu Türk Edebiyat : Yakup Kadri Karaosmanoğlu Türk Lisanı : Veled Çelebi İzbudak Rus Edebiyatı : Ahmet Ağaoğlu İngiliz Edebiyatı: Halide Edip Adıvar Fransız Edebiyatı: Müfide Ferit Tek Türk Sanayi-i Nefise Tarihi: Hamdullah Suphi Tanrıöver Bütün listeyi uzun uzun yazmayacağım buraya, ama Hukuk-ı Esasiye, yani Temel Hukuk’tan, İktisad-ı Nazari’ye, İstatistik’ten Kadim Asya Tarihine uzanan geniş bir yelpaze.
Ahmet Kaya şafak türküsünde geçen torlak kemal, börklüce kimmiş bakın. Şeyh Bedreddini zaten biliyorduk Sultan Çelebi Mehmed dönemi Bedreddin Sakız, İzmir, Kütahya, Bursa ve Gelibolu üzerinden Edirne'ye geldi. Gittiği her yerde büyük bir alâka uyandırmıştı. Bu itibarla çok geçmeden bir kez daha, Edirne'den Aydın'a kadar çeşitli vilayetlere seyahatler yaptı. Aslında ehl-i sünnet dışı Batınî akidesini gizli bir biçimde yaymaya çalışıyordu. Daha çok Alevi Türkmenlerle temas ederek onları maksadına göre hazırlıyordu. Bursa'da Börklüce Mustafa, Kütahya'da Torlak Kemal kendisinin en meşhur halifeleri idiler. Özellikle bir Yahudi olan Torlak Kemal, Bedreddin'i ve Börklüce'yi saltanatı elde etmeye şiddetle teşvik edi- yordu. Ayrıca, kadınlar müstesna olmak üzere her türlü mal ve eş- yanın ortak olduğunu savunarak sosyal hayatı derinden sarsıyordu. Öte yandan Şeyh Bedreddin'in Anadolu'ya gelişi Yıldırım'ın oğullarının birbirleriyle kıyasıya mücadele ettikleri bir zamana tesadüf etmişti. Bundan dolayı şeyhin faaliyetlerinden habersiz Edirne'de hükümdarlığını ilan etmiş olan Musa Çelebi, ilim ve fazileti, irfan ve kudreti ile meşhur olmuş Şeyh Bedreddin'i kazaskerlik makamına oturttu. Böylece bilmeyerek onun nüfuzunun yayılmasına yardımcı olmuştu. Şimdi Şeyh Bedreddin dört bir yandan Edirne'ye gelenlerle görüşüyor ve faaliyetlerini genişletiyordu. Şeyhin, dinî fikirlerinden sonra şimdi siyasi görüşleri de deği- şiyordu.
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman" Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I, 824, 835 ve 843 tarihli takvimler 1961'de İstanbul'da, Küçükaydın Matbaası'nda basılmıştır; 123 sayfadır. İç kapakta Atsız'ın adı "Düzenleyen" olarak geçmektedir. Atsız'ın verdiği bilgiye göre takvimler, "umumiyetle müneccimler tarafından padişahlara takdim olunup o yıl
Reklam
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler I. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser dizisinden çıkmış, 1971'de İstanbul'da Millî Eğitim Basımevi'nde basılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden seçilmiş ve bugünün Türkçesine çevrilmiş parçalardan meydana gelen bir eserdir; bu ciltteki seçmeler 308 sayfadır.
Türk Ansiklopedisindeki Yazıları Atsız, Türk Ansiklopedisi'ne 39 madde yazmıştır. Ancak sağlığında bu maddeler kitap hâline getirilip basılmamıştır. Onun bütün eserlerini yayımlayan Ötüken Neşriyat A.Ş. bu maddeleri bir araya getirerek kitaplaştırmış ve Ocak 2014'te yukarıdaki isimle neşretmiştir. Maddelerin tamamı tarihle ilgili olduğu
Osmanlı Dönemi Metin Yayınları Atsız'ın ilk yayımladığı Osmanlı dönemi metinleri tarihle ilgili iki eserdir: Ahmedî, Dâstân ve Tevârîh-i Âl-i Osman; Âşıkpaşaoğlu Ahmed Âşıkî, Tevârîh-i Âl-i Osman. Bunlardan birincisi 1410'dan önce, ikincisi 1478 civarında yazılmıştır. Her ikisi de Batı Türkçesi'nin ilk dönemine yani Eski Oğuz
Hiç şüphesiz Atsız değerlendirmelerinde, o güne kadar Evliya Çelebi hakkında yapılan araştırmalardan, bilhassa Cavit Baysun'un İslam Ansiklopedisi'ndeki Evliya Çelebi maddesinden yararlanmıştır. Fakat bu değerlendirmelerde, seçmeleri yapar ve bunları sadeleştirirken iyice nüfuz ettiği seyahatnamenin Atsız'da oluşturduğu kanaat ve intibaların da önemli payı olduğu muhakkaktır. Girişin sonlarında Atsız, seyahatnamedeki kum "dalga", seŋek “bardak”, beğ, Oğuz kelimeleri üzerinde durur ve bu kelimelerin kullanılışındaki bazı önemli noktalara dikkat çeker. 1963-67 yıllarında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okurken Tarih Bölümü öğretim üyesi Cavit Baysun'u arada bir uzaktan görürdüm. İyi giyinen, kibar bir İstanbul beyefendisi idi. 1967'den sonra Baysun'u ne gördüm, ne de ondan veya onunla ilgili bir şey okudum. Fakat bu sabah rüyama girdi, onun adını mırıldanıp durdum. Uyandım ve çalışmaya başladım. Atsız'ın kitabındaki girişi okurken Cavit Baysun'un adını görmem beni şaşırttı. Bu da bu çalışmanın uğuru mu ne! (19.06.2017).
827 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.