Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından.
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman,
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak.
___
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak.
Bendedir korkusu biten şeylerin
Çelik gagasında fecri taşıyan
Mavi Kartal benim...
Pençelerimde
Asılmış bir zümrüt gibi hayat
Sonsuzluk ısırır güzel kavsimde
Susamış bir ceylan gibi zaman!
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken
Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum şimdi ve
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Irmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
Yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
Çiğdemler güller mor menekşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hala koynumda resmin
Dağları anlatırdın ve dostluğu
Bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
Sesini duymasam çölleşirdi dünya
Dağlar yarılır ırmaklar kururdu
Bulutlar çökerdi yüreğime
Hala koynumda resmin
Dün akşam olur elinde kitaplar
Ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
Bir kez bile unutmadın merhaba demeyi
Ve en yanık Türküleri nasıl da söylerdin
Dostun vurulduğu gün
Hala koynumda resmin
Kaç mevsim kırlara çıkıp
Çiçekler topladık mezarlar için
Belki…
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
üşür müydük nar çiçekleri ürperirken
Gidersen kim sular fesleğenleri
kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum şimdi ve