Öncelikle etkisinden uzun süre çıkamadığım , bittiğinde kendimi boşlukta hissettiğim kitaplardan biri.. 11.yüzyılda kendini peygamber ilan eden, kendisi için fedailer yetiştiren , cennetin anahtarının Allah tarafından kendisine verildiğini istediği zaman istediği kişiyi cennete sokmaya yetkisi olduğunu söyleyen ve bu sayede suikastçılar yetiştiren ; Hasan İbni Sabbah’ı anlatan muhteşem bir roman. Sloven asıllı Vladimir Bartol’un 10 yıllık bir araştırmanın sonucu yazılan kitap aynı zamanda. Şii mezhebinin İsmâilîlik kolunda bulunan gizemli lider. Kitabı okurken Hasan Sabbah'ın düşüncelerine olmasa bile zekasına hayran kalacaksınız.
Rivayetlere göre kale, Deylem krallarından biri tarafından inşa edilmiş. Kral, kartalını salmış ve kartalın konduğu yere bir kale yaptırmış. Bu nedenle Alamut Kalesi’ne “Kartal Yuvası (Öğretisi)”, bazı kaynaklara göre de “Cezalandırma Yuvası” deniliyor.
Fedailerine haşhaş içirdikten sonra üzerini örtüp uyutuyor ve gözlerini açtıklarında kendilerini, her çeşit güzel kızların, rengârenk çiçeklerin, dünyanın dört bir yanından getirilmiş hayvanların ve mis gibi kokuların olduğu bir yerde açıyorlar. Burayı “cennet” sanıyorlar. Tekrar haşhaşla uyutularak odalarına götürülüyorlar. Ve tekrar o ”cennet”e gidebilmek için Hasan Sabbah ne derse, ne isterse yapmaya hazır oluyorlar. Fakat o cennet, aslında çok yakınlarında, Hasan Sabbah’ın kuran da geçen cennet tasvirlerinden ilham alarak yaptırdığı Alamut’un arka bahçesidir.
O kadar çok beğenerek okudum ki, kitap hakkında ne yazsam boş gelecekmiş eksik kalacakmış gibi hissediyorum.