Arada böyle güzel öykü kitapları da okumak gerekiyor.
Kitap Gogol'un sırasıyla; Neva Bulvarı, Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Anı Defteri ve Fayton isimli altı adet öyküsünden oluşuyor.
Gogol 1809 yılında Ukrayna'da doğmuştur. Soy isminden dolayı bir çok araştırmacıya göre Gogol Türk kökenlidir. Çünkü Slav dillerinde Gogol diye bir
Neva Bulvarı ilk hikâyedir. Biri ressam biri binbaşı olan iki arkadaşın hikâyesi. Beğendikleri kadınları takip eden bu iki arkadaşın öyküsü birbirinden oldukça farklı. Ressam, duygusal bir adam. Duygularının onu sürüklediği yere giden bir aşık. Aşık olduğu kişinin onu reddedişi ve yaşadığı hayalkırıklığı
sonucu intihar eder.
Binbaşı ise evli bir
"Bebeği vaftiz ettiler , bu arada ağlamaya başladı ve sanki dokuzuncu dereceden memur olacağını sezmiş gibi yüzünü buruşturdu. ''
Akakiy Akakiyeviç'in ta doğuştan belli idi dokuzuncu derecede memur olacağı. Doğacak oğlak diye bir deyim vardır ya biz de , işte kahramanımız için de geçerli bu söylem. Dairede saygı gösterilmeyen , dalga geçilen ,hademesinden tutun da amirine kadar hepsi tarafından zalimce davranılan dokuzuncu dereceden bir memurdu işte. Bu muamelenin aksine ,
incelememin devamı :
readerathome.blogspot.com/2023/10/palto-n...
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037,1bin okunma
"Ve Petersburg, sanki orada hiç yokmuş, hiç olmamış gibi Akakiy Akakiyeviç'siz kaldı. Hiç kimsenin arka çıkmadığı, hiç kimsenin değer vermediği, hiç kimsenin merak etmediği, hatta sıradan bir sineği toplu iğnenin ucuna geçirip mikroskopta incelemekten kaçınmayan bir doğa bilimcisinin bile dikkatini çekmeyen, kalemdekilerin alaylarına sabırla katlanan, son günlerinde de olsa zavallı yaşamını bir anlığına canlandıran palto kılığındaki parlak bir konuğun, hayatında bir an görünüp kaybolduğu Akakiy Akakiyeviç, hükümdarların ve dünyaya egemen olanların bile üzerine çöken o felakete uğrayan her canlı gibi yok olmuş, hiçbir olağanüstü iş görmeden yitip gitmişti."
Akakiy Akakiyeviç toprağa verildi ve Petersburg onsuz kaldı; sanki bu kentte böyle biri hiç var olmamıştı. Davasına kimsenin sahip çıkmadığı, kimsenin yakınlık göstermediği, bir iğnenin ucuna yerleştirdiği sıradan bir sineği bile alıp mikroskop altında incelemeyi ihmal etmeyen doğa bilimleri uzmanlarının dahi dikkatini çekmeyen bir yaratık, ömrünün son günlerinde de olsa palto biçimine bürünmüş ışıl ışıl bir misafir tarafından ziyaret edilmiş, yoksulluk içinde geçen kasvetli yaşamı bir an için bile olsa renklenmiş, sonra da çarların ve dünyadaki diğer tüm hükümdarların üzerine çöken felaket onun da karşısında belirmiş, yıllarca dairedeki arkadaşlarının acımasız alaylarına sabırla katlanan Akakiy Akakiyeviç bir hiç uğruna bu dünyadan sessizce göçüp gitmişti.
St.Petersburg'da bakanlıkta çalışan silik karakterli bir memur olan Akaki Akakiyeviç birgün yıllardır giydiği paltosunu için terzi Petroviç'e gider lakin terzi paltonun onarilamayacağını yenisini diktirmesini söyler. Akakiyeviç alım gücünün ötesinde de olsa güç bela yeni bir palto diktirmeyi başarır. Gururla gezerken sevinci kısa sürer hırsızlar paltosunu çalar. Yardım istediği bir üstü tarafından sertçe kınanan Akaki hezeyanlara girer ve ölür.