PALTO DA PALTOYMUŞ HA!
Büyük yazar Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık" dediği o meşhur sözü herkes bilir. Dostoyevski bu sözüyle bence Gogol'ün hakkını fazlasıyla vermiş. Hiçbir övgü yazarın büyüklüğünü bu kadar sağlam anlatamazdı diye düşünüyorum.
Gogol'ün bu güzel kitabı "Bir Delinin Hatıra Defteri"
St.Petersburg'da bakanlıkta çalışan silik karakterli bir memur olan Akaki Akakiyeviç birgün yıllardır giydiği paltosunu için terzi Petroviç'e gider lakin terzi paltonun onarilamayacağını yenisini diktirmesini söyler. Akakiyeviç alım gücünün ötesinde de olsa güç bela yeni bir palto diktirmeyi başarır. Gururla gezerken sevinci kısa sürer hırsızlar paltosunu çalar. Yardım istediği bir üstü tarafından sertçe kınanan Akaki hezeyanlara girer ve ölür.
Kitabı okuma sebebim Dostoyevskinin "Hepimiz Gogolun Palto'sundan çıktık" sözü oldu. Okumaya - yazmaya yeni başlayacaklara tavsiye edilir.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
"Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık. Palto'yu okuyunca Dostoyevski'nin bunu niçin söylediğini çok iyi anladım. Zaten kısa bir öykü olduğu için içeriğine değinmek istemiyorum ama bu Gogol'dan bahsetmeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Palto'nun baş kahramanı akaki akakiyeviç'te bir zamanlar Gogol'un da olduğu gibi bir memurdur. Bürokrasi ve memuriyetin içinde bulunan Gogol burada gözlemlediği sistemi Palto'da eleştirdiğiniz görebiliyoruz.
Gogol hayatı boyunca distimi yani kronik depresyonla mücadele etmiştir. Hatta ölümü de bu distimiyle alakalıdır. Palto'yu okuyunca aklıma ilk gelen Gogol kendi ölümünü neredeyse tahmin etmiş olabilir mi sorusu geldi.
"Aslında benim gibi basit bir okurun bu öyküyü incelemesini şu an bir saygısızlık olarak görmeye başladığım için incelemeyi bırakıyor ve okumanızı tavsiye ediyorum." demiştim. Şimdi bu söylemimi değiştiriyorum. Çünkü basit bir okur değilim. Bunu söylerken asıl kastettiğim yazar olmanın çok zor ve zahmetli bir iş olmasıydı. Özellikle Gogol gibi hayran olduğum bir yazara olumsuz bir eleştiri yapmanın bana göre olmadığıydı. Gerçi olumsuz eleştiri alacak bir yazar olduğunu düşünmesem de bazen zevkler tartışılabiliyor. Kendi adıma Gogol'a saygı duyuyorum ve olumsuz eleştirilerimin onun yazı hayatını değiştirmeyeceğini biliyorum.
Son olarak Gogol'u Okuyunuz ve Okutunuz..
Neva Bulvarı 1831-1834 yılları arasında yazılmış, 1835 te yayınlanmıştır.Neva Bulvarı, çok güzel bir şekilde detaylı bir biçimde Gogol un özel anlatım biçimiyle uzun uzun anlatılır.Daha sonradan iki olay çıkar karşımıza.İki adam ve iki güzel kadın takibi konusu.Bir hayal,bir gerçek.Bir duygusal, bir çapkın adam.Piskaryov un hikayesi gerçek bir
Yazarın okuduğum ilk eseri olduğu için incelememe onun hakkında biraz bilgi vererek başlamak istiyorum.
Ukrayna asıllı Rus yazarımız Gogol "Palto" isimli hikayesini 1842 yılında yazıyor. Aynı yıl en yakın arkadaşı ve meslekdaşı olan Puşkin'i kaybediyor. O öldükten sonra da Rusya'daki popülerliği artıyor.
Hepimizin duyduğu bir söz
Anton Çehov gibi Rus yazarların nicesi Gogol'ün Palto'sundan çıkmıştı. Ama o paltoyu diken dükkanın da Puşkin olduğunu unutmayarak elbette...
İronileriyle, kendisine has yazım tarzıyla, Akaki
"Gözlerime güneş doluyor sandım yüzüne bakınca."
Ben de bu kitabı okurken gözlerime, ruhuma güneş doluyor sandım. Öyle bir güzellik. Herkesin bir başucu kitabı vardır, benim yoktu ama artık var. Ne zaman moralim bozulsa bu kitabı açıp bir öyküsünü okuyacağım.
"Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık." diyor
Yaratıcı zekasıyla insanı hayran bırakan bir yazarın mizah ve hiciv birleşimini okumamızı sağladığı kitabıdır. Çehov’dan tutun da Dostoyevski’ye kadar pek çok edebiyatçıya ışık olmuştur Gogol. İnceden inceden eleştirir bürokrasiyi, adaletsizliği, sıradan insanın yaşadığı acılara sebep olanları... Betimlemelerin etkileyiciliği büyüleyici!
NEVA
İncelemeye nerden ve nasıl başlasam bilemedim. Çünkü incelemeye başlangıç yapmak zor geliyor bana. Meseleye nerden ve nasıl başlasam diye beyin hücrelerimi adeta falakaya yatıyorum. Zaten bu kitabı bitirdiğim andan beri bir şeyler yazma isteğim var ama nasıl yazacağıma dair bir fikrim yoktu. Hatta dikkat ettiniz mi bilmiyorum, gece Fareler ve
Nikolay Gogol 'ün Palto'sundan çıktık" demesi boşuna değil. Zira buradaki bahsi geçen Palto tek başına bir palto değil,
Nikolay Gogol ' ün o bilindik hicivli ve kıvrak üslubuyla perçinlenmiş gerçekte kısa "özde" belki kıyamete kadar uzun sürecek toplumsal ve ahlaki bir konunun ustalıkla nakşedildiği bir şahaserden bahsediyoruz.
Daha önce üç hikayeden oluşan başka bir kitapta okumuştum.( sanırım
Bir Delinin Hatıra Defteri adlı kitaptı ) o zamanlar ben küçüktüm, dünya daha güzeldi Palto da güzel eğlenceli gelmişti bana, şimdi tekrar okuyunca aynı öyküyü çok hüzünlendim.Kimsesiz ve yoksul bir insan olan kitabın baş karekteri Akaki Akakiyeviç kardeşimizin bir palto aldıktan sonra başına geçenlerin anlatıldığı bu kitap o kadar ince ki, hiç içeriğinden bahsetme gereği duymadan kıyısında dolaşmanın iyi olacağını düşündüm.
Zenginlerin şatafatı fakirlerin ruhunu kirletemez deyip (en azından bir temenide bulunarak) incelememi
Anton Çehov 'ın çok hoşuma giden bir sözüyle bitirmek istiyorum: "Dünyada haklı bir kazançla zengin olmak mümkün değil, böyle bir şeye asla inanmam"
Çok beğendiğim bu kısacık kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim
Sevgi içimizde
...
Rus Edebiyatına 'Palto'suz Girilmez!
Bir paltodan ne çıkar? Eğer bu palto Gogol' a aitse, ondan bolca ilham ve koca bir edebiyat disiplini çıkar. Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık" söz boşuna değildir yani. Zaten ben de bu sözü işittiğimde Palto'yu okunması gerekenler listesinin başına almıştım.
Palto, küçük
Bugün bir kez daha insanlığın bir yere gitmediğini görmek için toplanmış bulunuyoruz.
Cık eki; sevgi, şefkat ve acıma anlamı katar diye öğrendik , Türkçe dersinde. Biz, Makar ve Varvara arasında gidip gelen bu mektuplarda daha çok acıma kısmını okuduk.
Tüm bu mektuplaşmalar, bize panaromik bir Petersburg gezisi yaptırıyor. Ama bu panaromik
Kitap içeriğinde Gogol'un altı tane öyküsünü bulunduruyor. Bu altı öykü içerisinden beni en çok etkileyen 'palto' isimli öykü oldu. Akaki Akakiyeviç isimli oldukça yoksul bir devlet memuru olan karakterimizin yeni bir paltoya sahip olma sevincini yaşarken başına gelen talihsizlik sonucu (ya da gasp desek daha doğru olur) bir anda hayatının en hüzünlü ve acı duruma dönüşmesi konu edilmiş. Kısacası verilmek istenen mesaj; sahip olduklarımızın, basit bir çorap bile olsa bize büyük bir nimet olduğu, ona sahip olabilmek için başka insanların belki de altı ay boyunca akşam yemeklerinden vazgeçmek zorunda olduğudur.