Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“et-Tefekkur fî's-seyr: Düşünmek yolda olmaktır; seyre dalmaktır." ve dahi: "İlim, aklın ibadetidir." "Belirli bir ibadeti yapan her bir organın bir 'tahâret'i vardır; aklın tahareti de ahlâktır."
Taşköprülüzade Ahmed Efendi
Taşköprülüzade Ahmed Efendi
Belirli bir ibadeti yapan her bir organın bir 'tahâret'i vardır; aklın tahareti de ahlâktır.
Taşköprülüzade Ahmed Efendi
Taşköprülüzade Ahmed Efendi
Reklam
Aklın ibadeti düşünmek, dilin ibadeti zikir
Aşık Paşa, Garib-name' de şöyle dile getirir: "Aklun oldur ta'atı kim fikr ile / Dilün oldur ta'atı kim zikr ile."
Hak Teâlâ'nın Rızasını Bulmak Veya Kazanmak!
Oğlum, üç ibadetinde mutlak suretle kalbini de hazır bulundur ve aklın başka yerde olmasın, devamlı olarak yaptığın ibadeti düşün. Bunlar: 1.Kur'an okurken, 2. Zikir halinde, 3. Namaz kılarken.
Sayfa 158Kitabı okudu
✧ ORUCUN KAZANDIRDIĞI FAYDALAR ✧
⁠●⁠ İnsan, ruhla cesetten mürekkep bir yapıya sahiptir. Bu yapıdaki her iki unsur, insanı kendi yörüngesi etrafında döndürmeye çalışmaktadır. Bu ikisinden biri olan madde, şehevî ve behîmi arzulardır. Yani insanın ceset itibarıyla sahip olduğu, Kur'ân'ın da bize şu cümlelerle tanıttığı yönüdür: "Andolsun ki biz insanı kuru bir
Reklam
Kadîm kültürümüzde bilgi/ilim, aklın ibâdeti olarak kabul edilir. Nasıl ki ibâdetin sâlih olabilmesi için temizlik/tehâret zorunlu ise bilginin de sahih olabilmesi için aklın temiz olması gerekir. Aklın tehâreti ise ahlâktır; dolayısıyla temiz/tâhir olmayan bir aklın ürettiği bilgi, hem tür olarak insana hem de çevreye zarar vermeye mahkûmdur Bu nedenle, hem iyiyi hem de doğruyu beraberce kuşatan güzeli ancak ve ancak insan-ı selim yani edebli, haddini bilen insan üretebilir
Aklın Kemal Bulması...
Bu iki vasıf kesbî akılda bir araya gelirse zekâ ilerler, sezgi artar, bakış açısı derinleşir. Bunlar da uzun süreler boyunca elde edilen tecrübelerin ve deneyimlerin kullanılmasıyla ziyadeleşir. İşte bu, mutlak anlamda kâmil akıl olur ve bu aklın sahibi de üstün olmayı hak etmiştir. Enes B.Mâlik (r.a) şöyle rivâyet eder: Peygamber’in (sav) yanında bir kişi övülmüştü. Allah Rasûlü (sav) ‘Onun aklı nasıldır?’ buyurdu. Oradakiler: ‘Ya Rasûlallah! Şöyle ibâdeti var, şöyle aklı var, şöyle fazîletli ve edepli insandır’ dediler. Peygamber (sav) ‘Onun aklı nasıldır?’ buyurdu. Oradakiler: ‘Ya Rasûlallah! Biz o kişinin ibâdetinden ve yaptığı hayırlı işlerden bahsediyoruz; siz ise onun aklını soruyorsunuz!’ dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Ahmak âbid cehâleti sebebiyle fâsıkın fıskından daha büyük musibetlere bulaşır. İnsanlar Rablerine akılları miktarınca yaklaşabilirler.”[17]
Sayfa 24 - İlk Harf Yayınevi
Akıl Faziletlerin Temelidir...
Şunu bil ki her fazîletin bir esası, her edebin bir kaynağı vardır. Fazîletlerin temeli ve edebin kaynağı da akıldır. Allah (c.c) aklı dinin temeli, dünyanın da direği yapmıştır. Allah (c.c) sorumluluğu akıl sahibine yüklemiş, dünya işlerinin idaresini aklın hükümlerine uygun kılmış, insanların çaba ve ihtiyaçlarının, gaye ve hedefleri farklı olmasına rağmen onların arasını akılla uzlaştırmıştır. Allah kullarına ibâdeti ferman buyurmuş ve bunu iki kısma ayırmıştır. Birinci kısımda aklen vâcip olan ve şeriatın da teyit ettikleri vardır. İkinci kısımda ise aklen vâcip, şeran da caiz olanlar vardır. İşte akıl, bu iki kısım ibâdetin de dayanağı ve ölçütüdür. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kişi, akıl gibi sahibini hidâyete ulaştıran ve uçurumdan da uzaklaştıran (güzel) bir şeye nail olmamıştır.”[3]
Sayfa 11 - İlk Harf Yayınevi
139 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.