Elazığlı bir delinin (veli) Allah'a mektubu
“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;  İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakim’inin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..! Ben gam (dertlilik)
bu kadar dil neden dökülür :)))
Benim kadınım, güzelim, gözbebeğim, rüzgârım, ciğerparem, baktığım, gördüğüm, sesinde bakışında eridiğim, gözlerimin, beynimin, kulaklarımın gıdası, dudaklarımın mührü, gönlümün yâri, aklım, fikrim, tek bildiğim, ruhum, kalbim, abım, eyvahim, canımdan öte canım, nazlım, niyazlım, sinesi baharım, sesim, soluğum, nefesim, avazım, sevincim, zarafetim, letafetim, afetim, özüm, pirim, parem, güneşim, mahım, hayatım, hayalim, göz nurum, öz ruhum, kıblem, duam, niyetim, dergâhım, yörüngesinde sema eylediğim, hüznü hazanın bereketi, gülüşü şahabımın seheri olan, dilinden hayat fışkıran sevgilim, kalbiyle konuşanım, elimden tutanım, neşem, gülüşüm, yandığım, yangınım, su bakışlım, yüreği nakışlım, can yoldaşım, karım;
Reklam
Bu şehri yüreğime gömmeye razı olmuyor kalbim. İçim parçalanıyor. Müslümanların ellerini, kolları ile bağlıyor olması midemi bulandırıyor. Bizim bu uslanmayışımız var ya, yeyip bitirecek bizi, dinimizi, kimliğimizi, izzetimizi... Ve korkarım böyle böyle al aşağı olacağız. Benim fikrim o ki Bu imtihan, bu sancı, bu kaygı, bu günah bize! Bu sitem, bu kahroluş: cesaret edemeyeşimize... Biri de çıkıp diyemiyor mu? Hadi kalkın! Başımızı secdeye kavuşturalım Saygı duyalım ilk kıblemize Hadi, kardeşlerimizin elinden tutalım! Gidelim dönmemecesine Uyanın! Davamız alev alsın, üflememiz yeter küllere! Davasız insan, adresi bilmeden taksiye binen insana benzer Bir yolumuz olsun, o yolda ölelim! Zaten, mesele yolda olmak değil midir? Haydi kalkın Filistin'e gidelim Ama oturmak, kulak tıkamak, olmuyor, yakışmıyor.
Veni, Vidi, Vixi
Değil mi ki o derin acılarımla şimdi Buna destek olacak tek bir kolda yoksunum Ve çocuklara bile zorlukla gülüyorum Ve açmıyor içimi çiçekler renkleriyle Anlamalıyım artık: yaşadın yeterince! Değil mi ki ilkbahar kuşatınca her yanı Doğayı şenlik yerine çevirdiğinde Tanrı Bu görkemli sevdaya aşksız bakıyorum Değil mi ki gün-gece ışıktan
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Ey dünya; Dönsen de bana dönmesen de fark etmez Artık kalbim sana bağlı değil çünkü Bitti sana deliler gibi aşık olduğum zamanlar Anladım ki sen hakikat değil, bitecek bir hayalsin Kesinlikle sonu gelecek bir hayal ... Düşmedi mi Adem göklerden Ebedî olan cennet yurdundan, Eli yasak bir elma kopardı diye. Bense, ey fani dünya Koparmayacağım
Reklam
504 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.