"Tren koltuğuna oturduğumda içimde gezinip duran duyguyu çekip çıkarttım.Hasretti bu.Ama neye?Hiç gitmediğim yerlere,hiç tatmadığım lezzetlere duyulan arzu gibi.Belki de daha derin ve bilincin dokunamadığı yerlerde kendi kendini dokuyup duran bir var olma sancısı..."
"Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?" Bu aşkı nasıl anlatmaktır
"... Aslına bakarsan Çetin, Nihal biz ona aşık olduğumuzda varlık kazandı, fiziksel özellikleri belirginleşti, hatırlanır oldu. Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar."
"Bir şehrin kimlik ve kişiliği onun silüetinde gizlidir.Silüet şehrin hangi medeniyete ve zihniyete dahil olduğunu belirleyen en önemli semboldür.
İslam şehirlerinin kubbe ve minareleri,hristiyan şehirlerinin kilise ve çan kuleleri,uzak doğunun Budist mabetleri hatta pagan kentlerin tapınakları buna şahitlik eder.
Modern zamanlara kadar kentlerin silüetini tayin eden yapılar haşmetli dini eserlerdi.
Dinin hayata hakimiyeti sona erdikten beri gökyüzüne yükselen gökdelenler seküler medeniyetin sembolleri oldu.ABD'den yayılan bir şehir ve mimari anlayışı bütün dünyayı sardı."