"Gelecekle ilgili korkularını yenmek istiyorlar. Korkularını yenmek için gelecekle ilgili bir bakış oluşturmak, bir yol haritası çizmek zorunda olduklarını söylüyorum. Ayaklarının yere daha sağlam basması için seçtikleri meslek dalının dışında kalan konularda da bilgi sahibi olmaları gerektiğini anlatıyorum."
"Merak etmeliyiz!.. içimizde bizi bilmediğimiz denizlere sürükleyecek, büyük maceralar yaşatacak ne gibi yeteneklerin saklı kaldığını, bilinçaltımızı deşerek ortaya çıkarırsak ve onları kullanırsak, yaşamımız daha keyifli ve başarılı geçecek..."
"Herkes kendi yaşam haritasını kendi çizer ve o haritada keşfedilmedik her yer peşinde koşar durur."
"Bu memleket adamı öldürür.
Sığlık, günlük yaşamın sıradanlığı adamı öldürür. Solcuların, sağcıların, sanatçıların bir araya gelemeyişi adamı canından bezdirir. Canından bezen ölür... Vefasızlık, miskinlik, kendini yenileyemeyenlerin, sığlığın kalesi olarak gereksiz ciddiyetin maskesi suratlarında dolaşanların sayısı arttıkça insanın ölesi gelir."
Sayfa 195Kitabı okudu
Farklı sesleri bünyesinde barındıran, düşünmüş taşınmış, sanatın matematiğinde gizli kusursuzluğu amaç edinmiş, muhteşem bir koronun arasında mı olmak istersiniz; yoksa davulcunun peşine takılmış, kimsenin birbirini dinlemediği, duymadığı bir böğürtünün parçası olmak mı size daha çok keyif verir? Keyfinize kalmış, istediğinizi seçin; bırakıldığınız kadar özgür olmayı kabullenmişsiniz nasıl olsa.
Ali Poyrazoğlu
insanlar para kazanabilirler parayı kazanmak marifettir fakat en büyük zenginlik parayı harcamasını bilmektir.
Okullar düzene uygun kafalar yetiştirmek için kurulmuş torna tezgahlarıdır.
Sayfa 41Kitabı okudu
Geçen yıllar yüzümüze işaretlerini yerleştirir, ama aynada gördüğümüz suratın 'bizim surat' olduğuna öyle alışmışızdır ki değiştiğinin farkına bile varmayız; alışırız her gün değişen surata...
Sayfa 135Kitabı okudu
KARI GİBİ GÜLMEYİN LAN!...
Biz oldum olası 'ağır ol da molla desinler' toplumuyuzdur. Asık bir suratla dikilip,etrafı anlamlı olduğunu düşündüğümüz bakışlarla süzünce, adam yerine konulacağımızı düşünürüz.Adam olmaya çalışmayıp,adam yerine konmakla ilgili olanlarımız,sürekli asık suratla dolaşıp, ahkâm keserler....İnsanın aklıma takılıyor:" Acaba çok gülümç bir durumda olduklarının farkındalar da ondan mı herkesin gülmesini engellemek istiyorlar."Tabi bu işe en çok karıları şaşar, aralarında günler tertipleyip,'karı gibi' gülmezlerse nasıl güleceklerini tartışırlar.....Evet efendim biz güleriz bu hallere...Kasıklarımız çatlayana kadar güleriz ağlanacak hallerine.."Öldüm gülmekten" deriz,ölmeyiz,gülmeye devam ederiz.Hatta aramızda yarışırız,herkesten önce durumu kavrayıp ilk gülen olalım diye.
Niye mi güleriz?
.........Bilgelik gülmede gizlidir.....
Bir Kızıldereli atasözü der ki:"Hiç ağlamayan genç adam vahşidir,gülmeyen yaşlıya salak derler."
Nabakov Efendi:"Sağlıklı bir kahkaha zararlı böcekleri yok edecek en iyi ilaçtır."
UYKU VE ŞEHVET DÜŞMANI ZENCİ
1820 yılında Runk adlı bilgin kahvede bol miktarda kafein olduğunu ve bunun vücuda çok zararlı olduğunu açıkladı.1895 yılında doktorlar bu maddeye alışanların renklerinin sarardığı,gerçek yaşlarından daha yaşlı göründüklerini,yüzlerinde erken buruşukluklar belirdiğini,vaktinden önce ihtiyarladıklarını açıkladılar. Ama bilinen bir gerçek var ki kafein size ekstra bir enerji sağlayıp canlandırmıyor, metabolizmayı kandırıyor,vücudunuz da yorgun olmadığını sanıyor.Bu nasıl mı oluyor? Beyin yorulunca yavaşlamak istiyor ve 'Adenosine' adı verilen bir madde salgılamaya başlıyor.Adenosine,beyin alıcı sinirlerine doğru harekete geçiyor,beyni uyanık tutan kimyasal salgıların etkisini azaltmaya çalışıyor.Ve kafein o usta oyuncu Adenosine'i taklit edip, onun kılığına bürünüp hücrelere sızıyor ve onları uyarıyor,Adenosine'in onlara ulaşmasını engelliyor.
SONUÇ: Beyniniz yavaşlama sinyalleri almıyor,sarı ışığın yandığını görmüyor,sürekli uyarılmış bir durumda kalıyor.Bir süre sonra beyin durumu çakıyor bu kara düşmanın hakkından gelmek gerektiğini kabul ediyor,daha fazla alıcı sinir hücresi üretmeye başlıyor, Adenosine'i kafeinle aynı seviyeye getiriyor,denge kurmaya çalışıyor en azından.Ama siz yeniden kahve içip yükleme yaparsanız kafein yeniden beyni kandırmaya başlıyor.En geç bir haftada beyniniz KAFEİN OLMADAN ÇALIŞAMAZ HALE GELİYOR.Kafeini birden bırakırsanız,hemen beynin çalışması zayıflıyor.
Her şeyiyle futbola inanmış halk kitleleri,kendilerine yakışan bir şekilde ayaklarıyla düşünmeye başlarlar ve bilinçaltlarında tatmin olurlar.Bu aşamada hayvansı içgüdüler insan mantığına hakim olur,cehalet kültürü ezer.....
Otoriter yönetimlerin bir antitezi değildir demokrasi.Tüm yönetimler otoriterdir;hatta bir yönetim ne kadar demoktarik olursa, otoritesi o kadar artar;çünkü halkın desteğini arkasına alan bir yönetim,otoritesini,hiç bir çarın ya da hiç bir yabancı despotun cesaret edemeyeceği kadar aşırıya götürebilir.