Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... Kendimi daha iyi anlamak için başka ruhlara baktım; eksik parçamı aradım. Zaman zaman buldum, bazen de yitirdim onu.
Sayfa 19
332 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
DİKKAT: Bu inceleme, 1K incelemelerinden alıntı (veya çalıntı deyin bilemiyorum) içermektedir. Spoiler içermemektedir rahat olun, çünkü kitabı spoiler verecek kadar kendim de anlamadım zaten. "İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Goethe bu kitabı tam 65 yıl boyunca,
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · İskele Yayıncılık · 201513,5bin okunma
Reklam
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor, Yürekten gelenin doğal rengini.
Sayfa 38
204 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Sanat Gerçekten Yaşamak
Ali Poyrazoğlu
Ali Poyrazoğlu
'na dair en sevdiğim şey onun sesiydi onun gösterisini izlemeden önce. Dublajlarda en beğendiğim ses herhlade kendisinindir. Gösterisini izleyince ne kadar iyi olduğunu gördüm. Zaten kendisini kanıtlamış biriydi, bu sadece benim bilmemezliğimden kaynaklanıyordu. Sonra bir aşama daha geçip kitapları olduğunu da far ettim ve
Tamamla Bizi Ey Aşk
Tamamla Bizi Ey AşkAli Poyrazoğlu · Doğan Kitap · 201035 okunma
Sahi Ya Bu Ülkeyi Kimler Yönetti ve Yönetiyor?
Tiyatrocu Ali Poyrazoğlu bir oyununda, 23 ciltlik Anıtkabir özel defterinden seçtiği bazı bölümleri seyircileriyle paylaşıyor. Poyrazoğlu, ''bu ülkede Başbakanlık yapmış Tansu Çiller, Anıt Kabir’de Atatürk'ün huzuruna 5 kez çıkmış ve beş kez yazı yazmış deftere. Dördü hiç okunmuyor... Beşincisini de şimdi ben okuyacağım sizlere..." diyerek Çiller'in Atanın huzurunda özel deftere yazdığı şu metnini okudu: "Yüce önder. Ulu ve büyük Atam! Doğru Yol Partisi'nin 14'üncü yılını idrak ediyoruz. (Sonra 14'ün üzerini karalamış, 15 yapmış) Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ve demokrasinin bekçileri olarak 16'ncı yılımızda huzurundayız... Davamız yarım asırlık yani 65 yıllık bir davadır. Milliyetçilik ve çağdaşlık yolunda yarım asırdır yani tam 40 yıldır yürüyoruz. Bu ülkenin çimentosu olmanın sevinci içindeyiz. Biz bu ülkenin çimentosuyuz. Bizimle tuğlaları yapıştıracaklar, duvar örecekler, bina yapacaklar, içimize girecekler. İlkelerinin ışığı altında partimizin 17'inci yılını kutluyor, saygılar sunuyorum. Görüşmek üzere." Giriş, gelişme ve sonuç kısmına baktığımız da neyin ne olduğu net olarak gözüküyor. Resmen resmi bir şakadan ibaret bu ülkeyi yönetenler. Bu zatları halk seçiyor... Sağolsun "Cenab-ı Allah'ı size emanet ediyorum...'' diyerek tüm Müslüman toplumunu onore etmiştir...
... Biz hep gideriz Ama bizden bir şeyler kalır.
Sayfa 166
Reklam
166 syf.
5/10 puan verdi
Eleştirel tarzda birçok deneme bir araya getirilmiş fakat çok uç eleştiriler söz konusuydu.. Okurken bazı bölümlerin ironi olmasını istedim ama ayırt edemedim.. Denemeler sokak ağzıyla ve baştan savma yazılmış gibiydi. Hatta sohbet esnasında akla gelen ilk cümleler yazılmış bile olabilir. Çok tuhaf bir kitap.. Sevmedim diyemiyorum çünkü bazı düşüncelerimiz ortaktı ama sevdim de diyemiyorum çünkü ortak olan birkaç düşünce kitabın sıkıcı olduğu gerçeğini göz ardı etmeme engel olamadı. Okumasam da olurmuş.
Ödünç Yaşamlar
Ödünç YaşamlarAli Poyrazoğlu · Doğan Kitap · 201176 okunma
"Mustafa İnan" romanını bitirdiği günlerde, Oğuz Atay yeni bir kitap projesinin ortasında bulur kendini. Son beş yıl içinde art arda üç roman yazmış, birkaç öyküsü de edebiyat dergilerinde yayımlanmıştır. O güne değin verdiği ürünlerin hepsi düzya­zı-anlatı alanındadır, epik metinlerdir. 9.12.1974 tarihinde, İs­tanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi'ndeki göre­vinin gereği olarak rotasyonla ders vermek üzere gittiği Konya'da şöyle yazıyordur günlüğüne: "Biyografik romanı yeniden yazdım, kafamda duran üç hikayeyi bitirdim. Şimdi bir oyun yaz­mak durumundayım." (G.106) Günlüğünde sanki bir zorunlu­luktan söz eder gibi bir ifade kullanarak değindiği bu oyun, bir önceki romanı gibi sipariş bir metin değildir. Bir tiyatro oyun­cusu arkadaşının, eğer bir oyun yazarsa seve seve oynayaca­ğı yolunda kendisine verdiği sözden kaynaklanan güçlü moti­vasyon, Atay'ı bir oyun yazmaya yönlendirmiş; bu metin, yaşa­mının o dönemindeki ana amacı durumuna gelmiştir. "O gün­lerde tiyatroda bir Türk yazannın oyununu izlemişti. Tiyatrodan çıktıktan sonra 'bu oyun kötü bir oyun,' demişti. Rahmetli Alpay İzer de vardı, birlikte içiyorduk. Ben de yaz daha iyisini, ben oynayacağım, sana söz veriyorum,' demiştim, '' diye anlatıyordur Ali Poyrazoğlu.
Sayfa 420 - OYUNLARLA YAŞAYANLAR
Duygu ASENA: Sizce ayıp diye bir kavram da yoktur herhalde, değil mi? Ali POYRAZOGLU: Ayıp çok değişken bir kavramdır bence. Yani bundan yüz yıl önce ayıp olan kavramların hiçbiri bugün ayıp değil. Kutsal kitaplarda bile, hepsinde ayrı yorumlanan bir kavram. Ayıbı kimse ayıplamamaIı bence. Ayıp dediğimiz şeyi anlamaya çalışmalıyız. Bize niye ayıp geliyor, önce onu düşünmemiz lazım. Yapan insanın neden yaptığını düşünmemiz lazım. Kendimizi keşfederiz belki böyle davranırsak.
Sayfa 188Kitabı okudu
İnsan alışkanlıklarının çocuğudur.
Sayfa 140
Reklam
Soytarılık Mertebesi
İnsanoğlunun erişebileceği en üst rütbe yaşamla da, ölümle de dalga geçebilen bir soytarı olmaktır. Gülme, tarihi alaşağı ederek gerçeği açığa çıkarır, seyirciyi iktidara taşır.
Sayfa 169 - Doğan KitapKitabı okudu
Reçel yapmaya aşk acısını hafifletmek için başladım. Ali Poyrazoğlu
Yaşamımızın dört bir köşesi lüzumsuz insanlar, lüzumsuz şeyler tarafından işgal edilmiş durumda.
Sayfa 102
Beni, adına bilgi dedikleri şeylerle yeniden, istedikleri gibi imal ediyorlar. Okullar bu yeniden imal sisteminin fabrikaları...
Sayfa 14 - Çeşitli bilinçler, tek çeşit düşünce.
330 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.