Günümüz gençlerine ve istikbâldeki genç kardeşlerime başucu kitabı diyebileceğim hakikatli bir eser. Şahsı kanaatimdir, yaşınız kaç olursa olsun, az da olsa çerez tabir edilen kitaplardan, başınızı kaldırmak suretiyle feragat edip, ruhunuzu besleyen fikrî kitaplardan istifade etmelisiniz. Gençlerle Başbaşa tam da bu cinsten bir kitap.
Başlığı ve şöhreti dolu, fakat içi kof birçok kitaptan, bu kitap daha ehemmiyetli, daha ciddi ve daha hayatîdir. Kulak ardı etmemenizi salık ederim.
Hee, unutmadan kitabın sonunda kendime yönelttiğim ilk eleştiri, “Geç azizim, sen bu kafayı rafa koy!” demek oldu. Ben geçer notu alamadım, bakalım sizin kendinize notunuz ne olacak.
İyi okumalar.. Selametle.
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 202115,7bin okunma
Zülfü Livaneli; müzisyen, senarist, politikacı, yönetmen ve yazar. Görüldüğü üzere, Livaneli, sanatın bir çok alanına temas eden çok yönlü biri; bittabi böyle birinin her işinde sivrilmesini beklemek haksızlık olur. Elbette ki tenkit edilmemeli demiyoruz, fakat eleştiri oklarını minimuma indirmek hakşinaslık olur.
Yazar hakkında okuduğum
Dostoyevski, kitaplarına serpiştirdiği felsefî analizler ve tahlillerle, sezdirmeden, okuyucusunun ruhiyatında yeni kapılar açıyor. Cazibesinden olsa gerek gayrî ihtiyari kendinizi bu kapıya yönelmiş buluyorsunuz.
Bana öyle geliyor ki, Dostoyevski’deki şeytan tüyü tam da bu: Kafa işçisi!.. Ve bu yüzden de nefret kaldırmıyor.
Kitaba gelecek olursak. Yazar, kitabında, fakirliğin insan üzerindeki yansımalarını ve dönemin sosyal sınıf farklılıklarını, iki uzak akraba olan Makar Devuşkin ile Varvara Alekseyevna’nın birbirlerine gönderdikleri mektuplar üzerinden ele alıyor.
Gogol’un gölgesinde yazılmış ‘İnsancıklar’. Esasen, yazarın ilk kitabı olması hasebiyle rol modellerinin ağzıyla konuşması gayet tabii.. En nihayetinde, baş ne ile doluysa dudaktan o dökülür.
Dostoyevski, yazarlığında zıtlıklardan çok defa istifade eder. Bu şekilde aklı iknaya, vicdanı hizaya zorlar.. Bir mütefekkirin dediği gibi: “Her şey zıttıyla bilinir, biri olmadan diğeri lezzetsiz ve zevksiz kalır.”işte, yazarımız da kitabında fakirlik ve zenginlik kavramlarını zihinlerde ayrı ayrı demliyor.
Altı çizilecek birçok yer olmasına karşın, beni üzerinde durup tefekküre zorlayan söz şu: “ Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuz ile yoksulun birbirinden uzak durması lazım, birbirlerine bulaştırmamak için” Hadi bakalım, dipsiz bir kuyuya inen merdiven...
Son olarak şunları söylemeliyim:
Kitap sadece yoksulluk edebiyatı yapıyor” eleştirisine katılmıyorum. Okuyunca fark edeceksiniz ki fedakarlık hissiyatımızın en parlak cevheri..
Ben zevkle okudum, umarım siz de beğenirsiniz.
İyi okumalar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,7bin okunma