Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hande

Hande
@alkshnd
Erkeğin çok okumuşu kadı, kadının çok okumuşu cadı olurmuş :)
MEÜ•PSİKOLOJİ
106 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
Hani insan kendine, ailesine en uzak yaşayışa imrenir, onun için her şeyi yapar, kendine en uzak insana meyleder, her kılığa girer ama olmaz. Olmayışına dair binbir anı ile eski yaşantısına döner. Eski yaşantının sakinleri bunu burnu sürtülme, işin aslını sezme, nihayet yola gelme, kan kan çekmesi vs. Her tür yanlış anlama ile adlandırır, tanımlar.
Reklam
İnsan bir evi olsun diye evleniyor sonra o evde bir odası, bir köşesi bile olmuyordu ne tuhaf. Bir evi başkaları için kurduğunu ama bunun kimseye memnun etmeye yetmediğini de aşikare görüyordu.
635 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Kitap, Reich’in karakter teorisi ve analitik terapi yaklaşımını tanıtmakta ve okuyuculara insanların kişiliklerini nasıl anlayabileceğimiz konusunda rehberlik etmektedir. Reich, Sigmund Freud’un öğrencilerinden biri olup psikanalizin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Karakter Analizi kitabı, Freud’un kişilik kuramını genişletmiş ve
Karakter Analizi
Karakter AnaliziWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 201461 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
166 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, insanın varoluşsal bir sorunu olan anlam arayışını ele alan derinlikli bir eserdir. Yazar, bu yapıtında insanların hayatta anlamı bulma çabalarını, sorgulamalarını ve bu süreçte yaşadıkları zorlukları anlatır. Kitap, anlam arayışına yönelik farklı perspektifleri ve yaşam deneyimlerini içeren karakterlerin hikayelerini bir araya getirir. Bu
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,4bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Rahel adlı bir karakterin zihnindeki iç çatışmaları ve sorgulamaları ustalıkla anlatmaktadır. Roman, Rahel'in hayatındaki zorluklar ve kayıplarla başa çıkmaya çalışırken Tanrı'ya yönelik duygusal tepkilerini merkeze alıyor. Rahel, bir dizi kişisel trajedi yaşadıktan sonra, varoluşun anlamı ve Tanrı'nın varlığı gibi derin sorulara yöneliyor. Bu içsel hesaplaşma, romanın temelini oluşturuyor ve okuyucuyu bir düşünce yolculuğuna çıkarıyor. Yazar, Rahel'in zihinsel dünyasını oldukça detaylı ve gerçekçi bir şekilde aktarıyor. Okuyucu, Rahel'in kafa karışıklığını, öfkesini, şüphelerini ve inanç arayışını derinden hissedebiliyor. Kitap, onun iç dünyasındaki karmaşık düşünceleri ve duygusal dalgalanmaları ustaca betimleyerek, okuyucuyu Rahel'in deneyimlerine tam anlamıyla bağlıyor. "Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor", sadece Rahel'in içsel yolculuğuna odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda büyük metafiziksel sorulara da ışık tutuyor. Kitap, Tanrı'nın varlığı, inanç ve insanın yaşamındaki acı gibi evrensel konuları ele alıyor. Yazar, bu sorulara net bir cevap sunmak yerine, okuyucuyu kendi düşünceleriyle yüzleşmeye ve derinlemesine düşünmeye teşvik ediyor.
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
Reklam
Konuşmanın aslında bir şikayet olduğunu hissediyordu. Konuşmak ne usturupta ne zarafet derecesinde ne bahiste olursa olsun aslında şikayet etmekti, bazen kendini bazen diğer şeyleri, bazen her şeyi. Şikayet edebilecek insan ancak konuşabiliyordu.
" Rükû edenlerle rükû edin, ne demektir?" Ahaliye sormuş, ahali, " Hep iman sahipleri ile beraber olun, namaza duran gördünüz mü yanına varıp saf durun, rükû secde bilenlerden ayrılmayın..." Diye yağdırırken baba sinirlenmiş, "Kesin ya hu kesin," deyip, "bu beli bükülmüş, dertten eğilmiş, iki büklüm olmuş olanlarla bir olun onlarla sizde eğilin demektir, onlardan taraf olun demektir. Sanki namaz dışında rükû yok, kıyam yok, dua yok. Ahmaklar, sizin yüzünüzden yer titremiyor, yaprak ışıldamıyor, bunlar andır, anın içindedir, ama sen dışındasın, hıyarlıktasın, ekiliyim zannediyorsun, halbuki koparilacaksin, topraktan gelip gerçekten de toprağa gideceksin, başka yere değil."
"Ben neysem başkaları da o, kendimi görebildiğim nispette başkalarını da görürüm, başkası da kendini görmeye ve ulaşmaya çalışmasını nispetindedir. Böyle bir gayreti ya da derdi yoksa kendi de yoktur ve var olmayacaktır. Kendimi bildikçe her şeyi bileceğim, hem de her şeyi işte her şeyden kastım da o. Hâsılı kendini iyi anlayan ve anlatan kainatı resmeder, kalbine bakabilen olan olacak her şeyi seyreder. Zihninde sabah akşam gezintiye çıkabilen insan nedir ne değildir, ne kadardır diye aranmaz sormaz yürüdüğü gördüğü her şeydir, adamını o an attığı kalbindeki kıvrımlı gıcırtılı şeydir. Ben sahip çıkabilsem kendime, tüm cihana da yeterim. Gözümün milyarların gözü, kalbimin atışı onların da kalbidir, bildiğim öğrendiğim her şey, 'işte ben' diyecekleridirz bilen herkes namına bilir, keşif herkes içindir.
Bu mu yaşamış olmak?
Dert de vazifesini bulamamak ve hakkıyla yapamamak değil mi, vazifesi varken ondan uzak düşmek, kendinin en kuytusunda hırsız gibi yaşıyor olmak değil mi dert? Ev alan seviniyor da emniyet buluyor da kendi asli yurdunu bulan ne olmaz peki, artık ona ne dokunur, ölüm haberleri, durmadan kendine çeken o süresiz boşluk artık ne ki? Boş işler yapıp sonunda her şey boş demek 70 yaşında, bu mu anlama, bu mu yaşamış olmak?
Manalı hayat ilâ ahir hiçbir uyanığın olamaz. O onca dünyanın tozunu toprağını yutar oturur. Mücadele ettim sanır daha meydana bile inmemiştir.
Reklam
Saflıktan korkma saflıktan uyanıklığa geçişten kork
Bir tuhaf kalp yumuşaklığı vardı, her ne kadar çabucak kapansa da açılabiliyordu da Baba buna manyetik merkez derdi. " Azizim oğulcuğum saflığı küçümseme derdi hem de hiç. Uyanıklığı da bir şey sanma hem de hiç" Çünkü uyanıkların başına gelenler onların en uyanık, en teyakkuzda, en giyimli zamanlarında başlarına iner onlar uyanıkların bir salisesinin milyarda biri bile etmediğini bilmezler. Saf ise başına gelenlerden mesul değildir, kandırılsa da kanan kendisi değildir, bir dolandırıcı varını yoğunu alsa da o niyetinden dolayı sadaka vermiş olur hem de en kalbinden kopanından. Saflıktan korkma, saflıktan uyanıklığa geçişten kork.
Dışarı dışarıdan görünmüyordu, içeri dışarıdan görünmüyor dışarı içeriden görünmüyordu, sadece içeriyi görebilmeyi becerene içeriden çok az miktarda görünüyordu.
Kendi ile tevhit etmeyen herkes başkasıdır. Kendi ile kavuşamayan, Allah'a diye havaya dua eder, o da hava olur, kendi ile tevhid edemeyen kavuşma nedir bilmeden öbür dünyaya da kavuşamayacak olan olarak nemli bir maytap gibi patlayacak ve yükselecekken geri toprağa düşer, kavuşamaz.
Sözde tüter ve biterdi. Bittiği için değil, vakti geldiği için. Söz anlaşılmazken hareket imdat eder, mimik kucaklar, ses göğsüne çekerdi. Kitap öyle değildi. Bir şey kitaba düştüyse aslında vay halineydi. Hakikati görmeyenin, kulağı ile duymayanın vay halindeydi. İşte karşılığı kütüphanelerinin önünde kaskatı hiçbir yerleri gevşemeden, kalpleri yumuşamadan, her şeye şüphe ile bakan, tapacak şey bırakmayayım derken, şüphesine taparak oturan şu insanlardı, şunlar hani.
Nuhu insandan ümit kesmek üzereydi, saf ve sahi bir şey yoktu, kendi de dahil. Yüzünü kendine dönmeye karar verdi. En önemli kararı belki hayat boyunca aldığı ve tuhaftır uygulayabileceği de bu oldu.
860 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.