Oruç tuttuğumuz bu günlerde bu eseri okumak ne güzel geldi. Neden oruç tutuyoruz? Nasıl oruç tutmalıyız? Öncelikle bunlara çok güzel cevaplar alıyoruz. Orucu anlıyoruz bu eseri okuyunca. Oruç acaba sadece yememe ve içmeme durumu mu? Hayır asla değil. Biz önümüzde çeşit çeşit yemekler ile iftar yapıyoruz. Gazze'de, Doğu Türkistan'da ve nice belde de insanlar iftar dahi yapamıyor şu an. Lokma boğazımızdan zor geçmesi gerekirken, su gibi geçiyor. Rabbim bizleri affetsin, Ramazanımız Mübarek Olsun.
-İmam Gazzali (rahmetullahi aleyh) İhyada der ki: “İftar vakti sofra hazırlandığında menü, kişi eğer oruç tutmasaydı nelerden oluşacaksa, yine onlardan olmalıdır” Yani bir tas çorba, bir tabak yemek ve biraz da ekmek... Eğer sofra, yılın diğer zamanlarında yenmeyen gıdalarla donatılır; Ramazan haricinde akşam yemeğinde üç parça yiyecek yerken iftarda bu altı, yedi oluyorsa o zaman orucun hikmeti kaybolur.
-Hz. Ömer, Medinedeki “açlık yılında”, günlerce kendini ihmal etti; açlıktan guruldayan midesine, “Ne kadar ses çıkarırsan çıkar, bu ümmet doymadan sen de doymayacaksın!” demişti.
-Allah Rasülü miskine, yetime, köleye dağıttı. Muhtaçları sofrasında ağırladı. Yarına bir şey saklamadan verdi. Devlet Başkanı'ydı; ancak mutfağını idare eden eşi Hz. Âişe (radiyallahu anha) şöyle buyurmuştu: “Medine'ye yerleşmesinden vefatına kadar geçen zaman içersinde Peygamber'in ailesi üç gün peş peşe buğday ekmeğinden karnını doyuramadı.” Yani Hz. Âişe, “Hicaz'a adalet dağıtan, fukarayı doyuran Peygamber'in böyle bir evi vardı.” diyor.